info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Davos
23/01/2015 Köşe Yazısı 99
Başbakan Davutoğlu, G-20 Dönem Başkanı sıfatıyla Davos'ta...Tam da G-20 bu seneyi 'yolsuzlukla mücadele yılı' ilan etmişken...Sayın Başbakan'ın G-20'de yaptığı konuşmanın bir gün öncesi, konuşma 'tape'leri tüm dünyada yayınlanan Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonunun Meclis oylamasıydı.Gerçi Egemen Bağış için 48, Muammer Güler için 43, Zafer Çağlayan için 38 ve Erdoğan Bayraktar için 14 fire veren AKP'de firelerde Davutoğlu'nun etkisi olduğu söylense de, nihayetinde ortadaki tablo, Sayın Başbakan'ın partisinin bu yolsuzluk konusunu açılmadan kapamış olmasıdır.Bu şartlarda siz olsanız nasıl bir G-20 misyonu anlatırdınız?Sayın Davutoğlu, 2015 için seçilen misyondan ziyade ekonomi ve siyaset üzerine bir sunum yaptı. Ekonomideki iyileşmenin yavaş ve eşitsiz olduğuna vurgu yaparken; "kriz dönemlerinde işlenen suçlar karşısında bir araya gelmeliyiz, terörizm ve şiddet konusunda birlikte hareket etmeliyiz" dedi. G-20'ye yeni bir misyon yükleyerek, ekonomilerin düzelmesi için siyasi arenada da beraber hareket tavsiyesinde bulundu. Türkiye yolsuzluk konusunda şaibelidir. Türkiye gezi olaylarından sonra polisin uyguladığı şiddetin orantısızlığı konusunda devamlı ikaz almaktadır. Türkiye, basın özgürlüğünün tartışıldığı ve adeta yok sayıldığı bir ülkedir.Türkiye'nin terörizme karşı birlikte hareket talebi G-20'ye üye devletlerce ne kadar samimi bulunur bilinmez ancak Suriye meselesinden beri yabancı basında çıkan haberler bizi bu konuda zanlı durumuna sokmaktadır.Sayın Davutoğlu, G-20 üyelerinin finansal krizleri hallettiklerinden bahsetti. Oysa AB ülkeleri de dahil tüm dünya ciddi bir ekonomi kriz içindedir ve hiçbir çıkış bulamamaktalar.G-20 üyelerinden sadece Rusya ekonomik krizi aşmıştır ve bunu yapabilmesi, kapitalizmi bırakarak bize ait Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaya başlaması nedeniyledir.G-20'nin başı esasen ekonomisi yolunda giden Rusya'dır. Keşke Türkiye olsaydı. Toplantıda konuşan Davutoğlu, destek aramak yerine örnek olabilirdi.Ancak bunun yolu ülkesinden çıkan ve bugün 150'yi aşkın ülkede uygulanan Milli Ekonomi Modeli'ni görmezden gelmek değil; tam tersine her şeyiyle bu modele sahip çıkmakla olur.