Çiftçiler yine sokaklarda
Rize’de çay üreticileri ve Nevşehir’de patates yetiştiricileri her sene karşılaşılan görüntüleri ile ekranlardaydılar.
Ürünlerine ederinin altında fiyat verilmesine sinirlenen çiftçiler mahsullerini kamyonlardan sokaklara döktüler.
Geçtiğimiz haftalarda, Çiftçi Günü olarak kutlanan 14 Mayıs’ta da benzer manzaralar ve isyanlar vardı.
İfade edelim ki, çiftçinin bugünkü kaderi kendi eliyle belirlenmiştir.
Ekranlarda “üç dönemdir sizi Meclise taşıdık, bize ne yaptınız ki?” diye feryat etmek manasızdır.
Çünkü hükümetin hiçbir seçim döneminde çiftçiyi ağzına aldığı ve ona vaatte bulunduğu duyulmamıştır.
Çiftçi şimdi neyin hesabını sormaktadır?
Kaldı ki, özelleştirmeye dayalı bir mantıkla hareket edildiği için devletin tek gelir kalemi vergilerdir. Yani hükümetin daha iyi bir şey yapabilmesine de imkan yoktur.
Özelleştirmeler ile şimdiye kadar 200 milyar liralık kamu malı elden çıkarılmıştır. Bu rakam mevcut bütçenin yüzde 30’una tekabül etmektedir..
Özelleştirilen yerlerde çalışanlar için yeni istihdam sahaları da oluşturulamamaktadır.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün bin 526 yeni sahayı aramalara açmaya ilişkin ilanı resmi gazetede yayınlandı.
Yeraltı kaynakları da özel maden ruhsatları ile yabancıların kullanımına açılmaktadır.
Kısaca, vatandaştan aldığı vergilerin dışında bir geliri olmayan ekonomi yönetimi elbette ki, bütçeden çiftçiye pay ayıramaz.
İşin başka bir tarafı da konulan kotalar ve yasaklar ile Türkiye’de çay, tütün, şekerpancarı üretimi süratle gerilemektedir.
Maliyetlerin yüksekliği ve ürünün para etmemesi, çiftçileri tarım alanlarını ekmekten vazgeçirmektedir.
Türkiye böyle giderse, tarım ürünleri konusunda tamamen dışa bağımlı hale gelecektir.
Biz, gelinen noktayı hükümetin izlediği programa değil, ona üç dönemdir iktidar şansı veren vatandaşa bağlıyoruz.
Millet maalesef hata yapmıştır ve şimdi bu hatanın cezasını çekmektedir.
Seçim meydanlarında, gidişatın çok kötü olduğunu ve gelinecek bu noktayı defalarca milletimizle paylaştık.
Biz anlattık, vatandaş adeta bize ceza kesti.
Gidişat, stratejik bir saha olan tarım konusunda derhal tedbir alınmazsa tarımın sıfırlanacağı yönündedir.
Ürünlerine ederinin altında fiyat verilmesine sinirlenen çiftçiler mahsullerini kamyonlardan sokaklara döktüler.
Geçtiğimiz haftalarda, Çiftçi Günü olarak kutlanan 14 Mayıs’ta da benzer manzaralar ve isyanlar vardı.
İfade edelim ki, çiftçinin bugünkü kaderi kendi eliyle belirlenmiştir.
Ekranlarda “üç dönemdir sizi Meclise taşıdık, bize ne yaptınız ki?” diye feryat etmek manasızdır.
Çünkü hükümetin hiçbir seçim döneminde çiftçiyi ağzına aldığı ve ona vaatte bulunduğu duyulmamıştır.
Çiftçi şimdi neyin hesabını sormaktadır?
Kaldı ki, özelleştirmeye dayalı bir mantıkla hareket edildiği için devletin tek gelir kalemi vergilerdir. Yani hükümetin daha iyi bir şey yapabilmesine de imkan yoktur.
Özelleştirmeler ile şimdiye kadar 200 milyar liralık kamu malı elden çıkarılmıştır. Bu rakam mevcut bütçenin yüzde 30’una tekabül etmektedir..
Özelleştirilen yerlerde çalışanlar için yeni istihdam sahaları da oluşturulamamaktadır.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün bin 526 yeni sahayı aramalara açmaya ilişkin ilanı resmi gazetede yayınlandı.
Yeraltı kaynakları da özel maden ruhsatları ile yabancıların kullanımına açılmaktadır.
Kısaca, vatandaştan aldığı vergilerin dışında bir geliri olmayan ekonomi yönetimi elbette ki, bütçeden çiftçiye pay ayıramaz.
İşin başka bir tarafı da konulan kotalar ve yasaklar ile Türkiye’de çay, tütün, şekerpancarı üretimi süratle gerilemektedir.
Maliyetlerin yüksekliği ve ürünün para etmemesi, çiftçileri tarım alanlarını ekmekten vazgeçirmektedir.
Türkiye böyle giderse, tarım ürünleri konusunda tamamen dışa bağımlı hale gelecektir.
Biz, gelinen noktayı hükümetin izlediği programa değil, ona üç dönemdir iktidar şansı veren vatandaşa bağlıyoruz.
Millet maalesef hata yapmıştır ve şimdi bu hatanın cezasını çekmektedir.
Seçim meydanlarında, gidişatın çok kötü olduğunu ve gelinecek bu noktayı defalarca milletimizle paylaştık.
Biz anlattık, vatandaş adeta bize ceza kesti.
Gidişat, stratejik bir saha olan tarım konusunda derhal tedbir alınmazsa tarımın sıfırlanacağı yönündedir.
Editörün Seçtikleri