info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Bize saldıranlar meğer Yezid bile değil, Haçlının tetikçisiymiş
29/11/2012 Köşe Yazısı 121
Berlin’de yaptığımız Ehl-i Beyt Sempozyumu görünen o ki, amacına ulaşmıştır.
Ehl-i Beyt mayası tutmuştur ki, Avrupa’dan sesimiz ülkemize ulaşmış ve bu mayayı bozmaya çalışanları ürkütmüştür.
Ehl-i Beyt’in birlik paydası olduğu ve İslam âleminin yeniden dirilmesine vesile olacağı tezimiz doğrudur. Zira, Anadolu’nun da İslamlaşmasının kaynağı Ehl-i Beyt pınarı bugün Avrupa’nın göbeğinde feyiz ve muhabbet kaynağı olmuştur..
On Muharrem gününe denk gelen sempozyumda, siyasi gelişmelere de değinmiş ve “Esad, bugün Hz. Hüseyin rolündedir” diye ifade etmiştik. Ekinleri yeşerten Nisan yağmurunun yılanın gözünü kör etmesi gibi, Cenab-ı Hakk’ın rahmetinden mahrum bazı çevreler, bu ifadelerimizi şahsi ve dünyevi ihtirasları önünde engel görmüş olacaklar ki, internet ortamında ilmi bilgiden, mesnetten ve ahlaki erdemden yoksun bir şekilde eleştirmeye kalkmışlardır.
Ehl-i Beyt’e sırtını dönen İslam dünyasının gaflet örneğini gördüğümüz bu şahıslar, maalesef Hüseyni mantığı kavrama olgunluğundan o kadar uzaktırlar ki, Esad ile Hz. Hüseyin’i neden bu devirde bir arada zikrettiğimizi dahi anlayamamışlardır.
İmam Hüseyin, kendi hakkı olan hilafete layık olmayana karşı kıyam etmiş, kanıyla verdiği mesaj İslam’daki sapmalara karşı ilk silahlı direniş örneği olmuştur.  
Esad’ın temsil ettiği İslam coğrafyası bugün küfrün karşısında kuşatma altındadır. Esad’ın Filistin davasına ve Hizbullah’a verdiği destek, İslam’ın Hıristiyan Batıya karşı verdiği mücadeleye destektir.
Bu gerekçe ile Haçlının kuşatmasına karşı devletinin devamını, milletinin bütünlüğünü müdafaa maksadı ile yaptığı her şey, iman - küfür mücadelesi içinde değerlendirilmelidir.
Yani Esad, halkını koltuğundan olmamak için öldüren bir diktatör değil, devletini ve milletini korumaya çalışan, bölgede İslam dininin hamisi konumundaki roldedir.
Bizim, “Esad Hz. Hüseyin rolündedir” derken kast ettiğimiz budur.
Yoksa “İmam Hüseyin kimseyi öldürmedi, Esad öldürüyor” gibi sığ bir yaklaşım, Ehl-i Beyt’e Cenab-ı Hakk tarafından yüklenen misyondan, Hüseyni mücadeleden ve kıyam mantığından çok uzaktır.
Kaldı ki İmam Hüseyin’in (as) mübarek babası İmam Ali Efendimiz, katıldığı her savaşta onlarca kâfiri öldürmüş ve Hz. Peygamberin “Ali gibi evlat, Zülfikar gibi kılıç olmaz” methiyesine mazhar olmuştur.   
Bu yanlış ve sığ bakış açısının Hz. Hüseyin ismini kullanmaları konusunda gelince:
Ehl-i Beyt külliyatı ve sempozyumları ile yapmak istediğimiz, işte bugün mesnetsiz iddialar ile üzerimize gelmeye çalışan çevrelerin oyununu bozmaktı ve biz bunu başardık.
Zira sempozyumun ardından “çamur at izi kalsın” mantığı ile kaleme alınmış ifadelerin sahipleri, Irak’ta bir buçuk milyon insanı katledenlere ve 60 bin kadının namusunu kirletenlere destek verenlerdir.
Afganistan’da, Pakistan’da ABD’nin tetikçiliğine soyunarak, milyonlarca Müslümanın vebalini boyunlarında taşıyanlardır.
Bugün Suriye’de akan kanın asıl müsebbibi bizden yani Ehl-i Beyt’i dava edinenlerden rahatsız olan bu çevrelerdir. Suriye muhalefeti, sıradan insanlardan oluşmamıştır. Suriye muhalefeti, “yıllarca eğitim almış, son model silahlarla donanmış” kişilerdir.
Çapulculardan oluşan bu Suriye muhalif güçleri, halkın desteğini arkasına almış meşru Esad hükümetine karşıdır.
Sıradan bir insanın uçaksavar topu ya da havan kullanması söz konusu olamayacağına göre, bu insanlar başka ülkelerde eğitim almışlardır ve meşru hükümeti devirmek gayretinde oldukları için teröristtirler.
Ehl-i Beyt sevdalısı bizleri, internet ortamında akıllarınca karalamaya çalışanlar, işte  bu muhalifleri beslemiş, eğitmiş ve Müslüman kardeşinin kanını akıtmaya yollamıştır.
Öyleyse bu pis oyuna alet olanlar, destek verenler için kimse masum diyemez. Esas katil bunlardır.
Üstelik gaflet, dalalet, ihanet ve hatta sapıklık içinde olan bu muhalif hareketin başındaki lider ABD’nin atadığı bir Hıristiyandır, Müslümanları şehit eden bir Haçlıdır. Kısaca bunlardan Yezid bile olmaz. Savundukları ve destekledikleri muhalif hareket Haçlının tam kontrolünde, bunlar Yezid’i geçmiş, Mescid-i Dırar tetikçileridir.   
Bizi Hz. Hüseyin’i incitmekle itham edenler, Hıristiyan fitne ekibinin Müslüman gözüken münafık tetikçileridir. Bugün Esad ile olan dava, ABD’ye ve İsrail’e “hayır” dediği içindir. Ortadoğu coğrafyasında tezgâhlanan bu BOP projesine “dur” diyebildiği içindir.
Elhamdülillah, biz de Hüseyni mantıkla hareket ettik ve batılın karşısında dik duruşumuzu hangi gerekçe ile olursa olsun bozmadık. Biz de tıpkı İmam Hüseyin gibi tek bir masumun kanını akıtmadık. Can, mal, namus güvenliğinin teminatı olduk.
Biz de tıpkı İmam Hüseyin gibi, batıla baş eğmedik, ram olmadık.  
Oysa internet ortamında bize laf etmeye çalışanlar, bugün Deccal’in safındadır. Onun rolüne soyunmuşlardır. Yaptığımız çalışmalarla ahirette mutlaka İmam Hüseyin Efendimiz ile beraber olacağız. Ve yine inanıyoruz ki, Deccal’in safında ve rolünde olanlar da ahirette Deccal’in yanında olacaklardır.  Allah bizi Deccal’le beraber olanların şerrinden ve akıbetinden korusun.