info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Biz 2013’e hazırız
03/01/2013 Köşe Yazısı 100
2012 senesinde 6 uluslararası sempozyum ile sizlere ulaştık. Ehl-i Beyt sevgisi etrafında bir olabileceğimizi ispatladık. Bugün hangi meselemiz olursa olsun, bir bilek bir yürek olarak altından kalkabiliriz.
Gördük ki, Şiisi ile Sünnisi ile Alevisi ile Caferisi ile her Türk vatandaşımız hangi mezhep ve meşrebe inanıyorsa inansın, bu vatan bizimdir bizim kalacaktır diyor.
Biz de demir çarıkları ayağımıza giydik ve 2013 de durmamacasına sizlere ulaşmaya devam etme kararı aldık.
Mezhep ve meşrep ayrımı yapmadan, yeniden Kuva-i Milliye ruhunu dirilterek içinde bulunduğumuz zillet dolu, açlık, yoksulluk, acziyet sayfasını kapatacağız.
İlk durak Kocaeli... Bu hafta sonu Kocaeli’den sesleneceğiz sizlere.
“Teröre dur demek için, Türkiye NATO toprağı değildir, olmayacaktır” diye haykırmak için,
Patriotlar neden Türkiye de diye sormak için,
Üniter devletimizden memnunuz, başkanlık sistemi kime yarar demek için,
“Ne AB, ne ABD, bağımsız Türkiye” demek için,
Açları doyurmak, milletin yüzünü güldürmek için geliyoruz.
Bu geliş, demokratik bir seçimle iktidarda olmalarına rağmen, tek kişinin diktasını özleyenlere bir cevap olacaktır. Bu geliş, bizi tanımayıp, maden ruhsatları ile ülkemizin yeraltı kaynaklarını ele geçirdiklerini sananlara dur demenin adı olacaktır. Bu geliş, mili ekonomi ile bağımsız bir ekonominin ayak sesleridir
Bu geliş, tarihi İslam’ın sancaktarlığı ile geçen Türk milletine özünü hatırlatmadır,
Bu geliş, Kurtuluş Savaşı’nın döneminden farksız günümüz şartlarında yeniden aynı mücadeleyi “verebiliriz”in işaretidir.
Biz, Anadolu’yu da böyle fethettik. Alparslan cennet mekânın bu coğrafyaya girmesinin ardından, ağzı dualı alperenler Hoca Ahmed Yesevi’nin riyasetinde büyük bir hareket başlatmışlardır.
Hünkâr Hacı Bektaşi Veli Hazretleri, Abdal Musa Sultan bunların başıdır.
Bu öyle bir harekettir ki, girdikleri beldelerde manevi bir devrim gerçekleştirmişler, İslam’la şereflenmelerine vesile oldukları insanlar “Ben Türküm” deme noktasına taşınmıştır. Bugün “Ben Türküm” demekten çekinenler, “Ben Müslümanım” demeyi unutturdukları için bu haldeyiz!
Öyleyse, Hz. Peygamberin (sav) Ehl-i Beyt’i yani İmam Ali Efendimiz, Hz. Fatıma annemiz, İmam Hasan ve İmam Hüseyin efendilerimizin sevgisi etrafında yeniden o feyze ve berekete ulaşalım.
Onların tasarrufu ile geçmişte Anadolu’yu alperenler eli ile kazanan ve Türkleştiren ceddimiz gibi biz de bugün içinde bulunduğumuz kötü günleri aşalım.