info@profdrhaydarbasenstitusu.org

"Ben, CHPnin dine düşman algısını bozacağım"
14/09/2014 Köşe Yazısı 108
Yukarıdaki başlık CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'na ait. Habertürk gazetesine verdiği röportajda yer alıyor. "Bu ülkenin dindarlarıyla barışmamız lazım" diyor Genel Başkan, çok da doğru söylüyor. Bunun için, tıpkı Cumhuriyetimizin ve CHP'nin kurucusu Atatürk'ün yolundan gidiyor. Batının kavramlar üzerinden yürüttüğü ayrımcılık siyasetinin her dönemde örneklerine rastlanmaktadır. Dünya genelinde Şii-Sünni farklılığını mezhep savaşına dönüştürenler, ülkemizdeki  iç politik dengeleri sağ ve sol gibi kati ayrıma tabi tutarak yönlendirdiler. Her zaman ifade ediyoruz. Bu ülkede inancımız üzerinde yaptırılan tahribatlar en dindarım diyenler eliyle hayata geçirtilmiştir. İmam-hatip okulları dindar görülen bir parti devrinde kapatılmadı mı? Dindar gözükenler, şartların müsaade etmediği yalanının arkasına sığınarak biz Müslümanlar için Allah'ın haramdır dediği zinayı serbest bırakmadı mı ya da domuz etini bugün kasaplık et sınıfına sokmadılar mı? Allah'ın ayetlerine uymakla dinci gözükmek gerçekten birbirinden ayrı şeyler. Ne mutlu Sayın Kılıçdaroğlu'na kendisi dindar bir lider.  Röportajında "ben dinsiz miyim? "Müslümanım, Allah'a, Peygambere, Ehl-i Beyt'e, Kuran'a inanıyor muyum? Benim Müslümanlığımı kim sorgulayacak? Alevi kimliğim siyaseten kullanıldı ama bunu din tüccarları yaptı, dindarlar değil" diyerek dindar ve dinci ayrımının altını çizdi Genel Başkan. Geldiğimiz CHP noktası ne sağa kaymaktır, ne solu terk etmektir. CHP'nin tarihsel kimliği, halkın partisi olmasıdır. Halka iş ve aş temin etmesidir, Atatürk cumhuriyetine ve değerlerine sahip çıkmasıdır. CHP kurulduğundan beri soldur ve yukarıdaki ilkelere göre hareket eder. Kuruluşundan bu yana  ne dini inkar etmiş, ne siyaset uğruna dinsizlik kisvesine sarılmıştır. Cumhuriyetin mimarı Bektaşi Atatürk, sekiz yaşında hafız olmuş, Ehl-i Beyt aşığı bir liderdi. Cebinden eksik etmediği küçük Kur'an-ı Kerim, Anıtkabir'de halen ziyarete açıktır. Ne bu devlet içki masalarında kurulmuştur; ne inancını inkâr edenlere emanet edilmiştir. Söyler misiniz, yedi düvele karşı verilen Kurtuluş Savaşının tüm imkânsızlıklara rağmen kazanılması iman gücü değil de nedir? Atatürk'ün sarıklı vekillerle beraber olması da gücünü inancından aldığını göstermektedir. Son kongrede en fazla oyu alan delegenin İstanbul Milletvekili, Emekli Müftü İhsan Özkes olması da tabanın aynı değerlere bağlı olduğuna delildir. CHP dindardır, lideri dindardır, tabanı dine karşı değildir. Atatürk döneminden sonra farklı çevrelerce bilinçli bir şekilde halk ile parti arasını açmak isteyenler, CHP dinsizdir imajını yaydılar. Siz buna sağcı görünen ve dini siyasete alet edenlerin din üzerinden giriştiği mağduriyet rolünü de eklerseniz, görünen tablonun bir uydurma olduğu ortadadır. CHP'nin dindar kesimle barışma hamlesi, Atatürk ilkelerine dönüş olduğu gibi dini alet ederek aslında dinsizliği yaymaya çalışanlara, din edebiyatıyla ile yolsuzlukların önünü açanlara, Müslümanlık benim tekelimdedir, Müslüman olan bana oy versin diyen din siyasetine, kul hakkı yiyenlere tokat gibi bir cevaptır. Yeni sol daha doğrusu Gazi'nin çizgisine dönen sosyal demokratlar, inanca saygılı halkın partisindedirler.  Ötekileştirilen dindar kesim, Ata'sının partisi CHP ile buluşturuluyor.  Bundan sadece dini siyasete sermaye yapanlar ve ömrünü dinsiz diye yaftaladığı Atatürk'e küfürle geçirenler rahatsız olacaktır. Bizler gelişmelerden, Kılıçdaroğlu'nun yaptığı bu 'sol devrim'den çok memnunuz. Projenin hayata geçmesi, din istismarının da önüne geçilmesi demektir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun icraatlarını hayata geçirebilmesi için ihtiyacı olan tek güç CHP'nin tabanıdır. Biz de dahil hiç kimseye ihtiyacı yoktur.  Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı olarak çıktığı yolda başarılar dilerim.