info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Batı aslında vazifesini yapıyor
23/02/2012 Köşe Yazısı 93
Silahların gölgesinde yaşamın devam ettiği ülkelerden biri de Afganistan. Bin Ladin bahane edilerek işgal edilen Afganistan’da Bin Ladin öldürülse de ABD askerleri ülkeyi terk etmiyor.
ABD, 2000’li yılların başında ikiz kulelere yapılan saldırının ardından, kendilerinin hazırladığı bu kumpası bahane ederek İslam’ı terör dini ve Müslüman’ı da terörist ilan etmişti. Bundan sonraki zaman, “teröristlerin” bulunması için Müslüman ülkelere yapılan operasyonlarla geçti.
İlk hedef olan Afganistan halen işgal altında. ABD’li askerlerin, ülkedeki terörü(!) yok etmek için başlattığı operasyonlarda kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim’i yaktıkları görüntüler yayınlandı.
Yine öldürdükleri Müslüman halkın üzerini kirletirken gülümseyen pozları da basına yansıdı. Bu bize göstermektedir ki, batı silahlar veya füzeler ile saldırsa da aslında savaşan inançlardır. Ve Hıristiyan batı için yok edilmesi gereken İslam dinidir.
Bu tezimizin pek çok örneği aslında yaşanmaktadır.
ABD, kaynaklar savaşında ülkelerin sınırlarının değişmesinden bahsederken bunun yanında bölge halklarının kimyasını da değiştiriyoruz, demiştir. Bu savaş için “bu bir haçlı seferidir”  ifadeleri kullanılmıştır.
Avrupa Birliği (AB), yarım asra yakın sevdamızı karşılıksız bırakmasının gerekçesini, devlet başkanlarının ağzından “AB bir Hıristiyan kulübüdür” diyerek ifade etmiştir. AB anayasası, bizim devlet yetkililerimizin de içinde bulunduğu bir ortamda, Papa İnnocentes’in heykeli altında imzalanmıştır. Danimarka’da, Hz. Peygamber’e hakaret edilen karikatürler yayınlanmıştır. Bu örnekler çoğaltılabilir.
Burada önemli olan Hıristiyan batının, inancına sahip çıkması ve bunu her ortamda dile getirmesidir. Bu çerçeveden bakıldığında Afganistan’da Kur’an’ı Kerim yakan ABD askerleri aslında vazifelerini yapıyorlar. Yanlış olan, İslam âleminin hakikatleri görmeyerek onlarla dost olmak istemesi veya onlardan medet dilenmesidir.
Bugün Libya’da, Tunus’ta ve Suriye’de yapılanlar Hıristiyan liderlerin bölge üzerindeki hesaplarıdır. Ancak enteresan olan Müslüman’ın yanında yer alması gerekenlerin, çözümü ve barışı bu “Hıristiyan dünya ile hareket etmekte” bulabilmeleridir. Oysa medet umulan dünyanın tarih boyunca böyle bir düşüncesi olmamıştır.
Türkiye de aynı hali yaşamaktadır. Müttefikimiz ABD’nin yanında Müslüman dünyaya karşı tehditler savururken, Hıristiyan batının hesaplarına bilerek veya bilmeyerek hizmet ediyoruz.
Bunun karşılığında şahsi menfaatler veya ihtiraslar söz konusu olabilir. Ancak Hz. Peygamberin (s.a.v) şu ikazı hatırdan çıkarılmamalıdır:
“Müslüman’a kılıç çeken bizden değildir.”  
Editörün Seçtikleri