info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Başka Türkiye yok
05/05/2013 Köşe Yazısı 89
Akil adamların irşat heyeti olduğundan bahsedildi. İkaz ve irşad Türk Milletinin çok iyi bildiği bir konu.
İrşad ehli, yanlışların düzelmesi için hatalı olana ikaz yapar.
Akiller eğer ikaz heyeti ise, onlardan beklenen yanlış yapanın yanına gitmesi ve hatasını anlatarak düzelmesine yardımcı olmasıdır.
Bu açıdan bakıldığında, eli silahlı teröre karşı vatanı savunan, sınırı bekleyen Mehmetçik ailelerinin veya “vatan sağ olsun” diyerek canını, kınalı kuzusunu kaybetmiş olan anaların ziyareti, yanlış tarafta yer aldıklarını göstermiyor mu?
İkaz heyetinin, eğer vazifelerinde samimi iseler, kan dökenleri bu sevdadan caydırması gerekir.
Teröre ses çıkarmayın turlarındaki akilleri vazifelendiren hükümet, bir yandan da Suriye’deki terörü desteklemeye devam etmekte.
Esad zulmünden kaçtığı iddia edilen sığınmacıların ülkemizdeki sayısı BM yetkililerine göre 400 bin. Bizim resmi rakamlarımız 17 çadır kentte toplam 191 bin kişinin kaldığını belirtmekte. BM’ye göre 2013 senesinin sonuna kadar ülkemize geçecek Suriyeli sayısı 1 milyon kişi olacak.
Türkiye sığınmacı adı altında ülkemize geçiş yaparak çatışmalarda yaralanan muhaliflerin tedavilerini de üstlenmiş durumda.
Kısaca meşru Esad hükümetine karşı ayaklananlara tam destek veriyoruz.
Destek ise, sınır güvenliğimizi ve sınır illerimizdeki asayişi tehdit etmeye başladı.  Şanlıurfa’da Akçakale Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye geçmek isteyen isyancı grup geçişlerine müdahale edilmesi nedeniyle silahlı karşılık verdi.
Çatışmada 1 polisimiz şehit oldu, 3 polisimiz yaralandı.
Gelinen noktada, Esad’a karşı duruş, aslında ülkemizde hesabı yapılmamış farklı bir terörist eyleme dönüşmeye başlamıştır.
Hükümet sayıları biraz daha arttığında, acaba onlarla da mı pazarlığa oturarak bu tehdidi bertaraf etmeyi düşünmektedir?
Meselenin bir başka tarafı da sığınmacılara verilen maddi destekler. Kamplarda ikamet eden her kişiye verilen kredi kartlarına aylık 80 TL yükleniyor.
Geçtiğimiz günlerde olaylı 1 Mayıs’ı gördük.
İşçi aç, memur aç, emekli aç. Türkiye’de nüfusun yüzde 90’ı yoksulluk sınırında; 20 milyon insanımız açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmiştir.
Seslerini duyan, mevcut yaşam şartlarını değiştirmeye uğraşan da yoktur.
Milletine böyle davranan zihniyet, sığınmacı adı altında ülkemize yerleşmeye başlayan gruplara aylık bağlamıştır.
Halkımız, Hükümetin teröre ve millete bakışındaki bu tezadı iyi değerlendirmek zorundadır.
Başka Türkiye olmadığı gibi, bizim de sığınacak başka vatanımız yok!