Avrupa İttifakının sebepleri
AB'ye entegre olmak için milli egemenliğin derinden bahsedildiği şu günlerde, bir de AB'nin Türkiye'ye bakışını ve tam üyelik konusundaki yaklaşımını ortaya koymakta fayda var.
Aralık 2000'de Nice zirvesi yapılmış ve 15 AB üyesi ülkeyle aday ülkeler bir araya gelmiştir. Bu zirvede Türkiye'nin adaylığı ele alınmadığı gibi, münakaşa konusu bile yapılmamıştır. Daha açık bir ifadeyle AB, Türkiye'yi hiç bir şekilde kaale almamaktadır.
Bizde ise bu hakikatler görmezden gelinerek, sanki bu birlik bizi kabule hazırmış gibi anayasal değişikliklere gidilmektedir. Hatta egemenliğin devri için hukuki süreç başlatılmış durumdadır. Kaldı ki egemenliğin devri fiili manada kabul edilse dahi, hukuki manada asla mümkün değildir. Batı ülkelerinin gerek tarihi misyonu, gerekse coğrafi konumu itibariyle T.C. Devleti'ni kabul etmeleri ve kimliğiyle beraber aralarında barındırmaları imkansızdır. Batı kültürü, din ve medeniyetleri müşterek olan insanları bir araya getirerek AB'yi oluşturmuştur. Bizim kültürümüz, dinimiz, medeniyetimiz bu dünyanın bizimle olmasını engeller.
Birliğin içinde dahi egemenlik devrini kabul etmeyen ülkeler mevcut iken, bizim egemenliğimizden vazgeçmemizin düşünülmesi son derece yanlış bir olaydır.
Batının medeniyet ittifakı bugüne kadar hep kendi medeniyetinin dışındakilere karşı oluşturulmuştur.
1) Batı dünyası 5 ve 6. yy'da Batı Avrupa içlerine düzenlenen Türk akınlarına karşı yeminli bir ittifak meydana getirmiştir.
2) Avrupa, İspanya'da kurulan Endülüs İslam Devleti'ni yok etmek için yine kendi arasında bir birlik vücuda getirdi.
3) 11. yy'dan itibaren ise birleşik Haçlı orduları Doğu-İslam dünyası üzerine 200 yıl devam eden seferler tertiplediler.
4) Ve nihayet günümüzde Avrupa dünyası AB adı altında hukuki, kültürel, askeri, siyasi hemen her sahayı kapsayan bir birlik ortaya çıkarmıştır.
İşte bu ittifakın bir neticesi olarak Batı alemi soykırım iddialarında Ermenileri desteklemiş ve AİHM'de açılan toprak talebi ve tazminat davalarıyla bizi köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadır.
Aynı tavrı Kıbrıs meselesinde, Ege ve Güneydoğu konularında da ortaya koyan Avrupa hiç bir zaman hiç bir meselede bizim yanımızda yer almamıştır ve almayacaktır. Ermenilerin toprak taleplerine destek veren, Kıbrıs'ta Türkleri işgalci kabul eden, Ege'de Yunanlıların safında yer alan Avrupa'nın maksadı Türk kimliğini yok etmek ve bizi bu coğrafyadan silmektir.
O halde bütün bu gerçekler ortadayken AB'yi düşünmek, AB'ye gireceğiz demek kendimizi, milletimizi, devletimizi, maneviyat ve milliyetimizi inkar demektir.
Aralık 2000'de Nice zirvesi yapılmış ve 15 AB üyesi ülkeyle aday ülkeler bir araya gelmiştir. Bu zirvede Türkiye'nin adaylığı ele alınmadığı gibi, münakaşa konusu bile yapılmamıştır. Daha açık bir ifadeyle AB, Türkiye'yi hiç bir şekilde kaale almamaktadır.
Bizde ise bu hakikatler görmezden gelinerek, sanki bu birlik bizi kabule hazırmış gibi anayasal değişikliklere gidilmektedir. Hatta egemenliğin devri için hukuki süreç başlatılmış durumdadır. Kaldı ki egemenliğin devri fiili manada kabul edilse dahi, hukuki manada asla mümkün değildir. Batı ülkelerinin gerek tarihi misyonu, gerekse coğrafi konumu itibariyle T.C. Devleti'ni kabul etmeleri ve kimliğiyle beraber aralarında barındırmaları imkansızdır. Batı kültürü, din ve medeniyetleri müşterek olan insanları bir araya getirerek AB'yi oluşturmuştur. Bizim kültürümüz, dinimiz, medeniyetimiz bu dünyanın bizimle olmasını engeller.
Birliğin içinde dahi egemenlik devrini kabul etmeyen ülkeler mevcut iken, bizim egemenliğimizden vazgeçmemizin düşünülmesi son derece yanlış bir olaydır.
Batının medeniyet ittifakı bugüne kadar hep kendi medeniyetinin dışındakilere karşı oluşturulmuştur.
1) Batı dünyası 5 ve 6. yy'da Batı Avrupa içlerine düzenlenen Türk akınlarına karşı yeminli bir ittifak meydana getirmiştir.
2) Avrupa, İspanya'da kurulan Endülüs İslam Devleti'ni yok etmek için yine kendi arasında bir birlik vücuda getirdi.
3) 11. yy'dan itibaren ise birleşik Haçlı orduları Doğu-İslam dünyası üzerine 200 yıl devam eden seferler tertiplediler.
4) Ve nihayet günümüzde Avrupa dünyası AB adı altında hukuki, kültürel, askeri, siyasi hemen her sahayı kapsayan bir birlik ortaya çıkarmıştır.
İşte bu ittifakın bir neticesi olarak Batı alemi soykırım iddialarında Ermenileri desteklemiş ve AİHM'de açılan toprak talebi ve tazminat davalarıyla bizi köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadır.
Aynı tavrı Kıbrıs meselesinde, Ege ve Güneydoğu konularında da ortaya koyan Avrupa hiç bir zaman hiç bir meselede bizim yanımızda yer almamıştır ve almayacaktır. Ermenilerin toprak taleplerine destek veren, Kıbrıs'ta Türkleri işgalci kabul eden, Ege'de Yunanlıların safında yer alan Avrupa'nın maksadı Türk kimliğini yok etmek ve bizi bu coğrafyadan silmektir.
O halde bütün bu gerçekler ortadayken AB'yi düşünmek, AB'ye gireceğiz demek kendimizi, milletimizi, devletimizi, maneviyat ve milliyetimizi inkar demektir.
Editörün Seçtikleri