Atatürk'ün mirası ve gizli vasiyeti konusu bir kez daha gündeme geldi.Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)'ne bağlı meslek odalarınca Atatürk Orman Çiftliği'nin arazisine ilişkin vasiyetin ihlali gerekçesiyle açılan davada Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, vasiyetnamenin ve bağış senedinin Kurumda bulunmadığını ifade etti.Vasiyetnamenin noter tasdikli örneği Kaynak Yayınlarından çıkmış "Atatürk'ün Bütün Eserleri" isimli 30 ciltlik eserde bulunmaktadır.Burada Ankara'daki Orman Çiftliği ile Yalova, Silifke, Dörtyol, Tarsus'taki tüm çiftlikler tarım eğitimi amaçlarıyla faaliyet göstermek koşuluyla Hazine'ye bağışlandığı yer alır. Günümüzde Meclis salonu, bakanların rüşvet ve yolsuzluk gerekçesiyle Yüce Divan'a gitme görüşmelerine sahne oluyor.Yüce Divan yoluna engel olunduğu iddiaları bir yana, söz konusu iddiaların delilleri not defterine dönüşmüş halde vekillere dağıtılıyor.Tapelerde,  konuşma bantlarında milyon dolarlar, kasalar, sıfırlamalar saklanmaya gerek dahi duyulmadan ortaya dökülüyor.Bakınız Atatürk bu vasiyetinde nasıl bir devlet adamı ölçüsü ortaya koymaktadır.11 Haziran 1937 tarihli emir: "Bağışın yapıldığı gün, Trabzon Valisi ve zamanın içişleri bakanı böyle bir vasiyet yapmamasını, bir vatanı kurtarıp millete cumhuriyet rejimini bağışlayan Atatürk'ün bu karardan vazgeçmesini ısrarla istemişler ise de, Atatürk onlara verdiği yanıtta; Bu taşınmaz, Uludağ'ı taşıyormuş gibi sırtımda yük oluşturuyor. Harp okulundan mezun olduğumda tek bir malım vardı, kılıcım. Ben öbür dünyaya böyle gitmek istiyorum. Israrınızdan vazgeçin. Vasiyetim kesindir ve mutlaka gerçekleşecektir." (age, cilt 29) Bizler, Atatürk'ün bu ve benzeri saklı kalmış yönlerini okudukça, neden ona ait her şeyin değiştirilmek istendiğini de daha iyi anlıyoruz.Malum, yıllarca O'na dinsiz denilmiş; mübarek anasına ağza alınmayacak ithamlarda bulunulmuştur.Oysa Mustafa Kemal, hem ana hem baba tarafından Ehl-i Beyt soyundandır.Ben amel Müslüman'ı değil, cihad Müslüman'ıyım diyor kendini anlatırken? Gizlenen vasiyetin bir bölümünde hilafet bahsi yer almaktadır.Değil Anadolu'daki etnik kimlikleri birbirinden ayırmak; Müslüman dünyayı hilafet çatısında tekrar birleştirme, onun nutuk ta da yer verdiği, ileriye dönük fikirleri arasındadır.Türkiye 7 Haziran'da seçimini yapacak.Başkanlık sistemi, federatif yapı, etnik ayrım, rüşvet, yolsuzluk, satış, özelleştirme vs. günümüz siyasetinde aklınıza gelen ne varsa Cumhuriyetin kuruluş felsefesinden farklıdır.Bugünün temellerinin atıldığı devlet de, sistem de, üniter yapı da, birlik de, devlet adamlığı da başkadır.Dünyalık hırsı ile "daha iyidir" diye tavsiye edilen başkanlık sistemi, inanınız, "öbür âleme kılıcımdan başka bir şeyle gitmek istemem" diyen Atatürk'ün devlet anlayışıyla bağdaşmamaktadır.