Antep, gaziliğini bir kez daha yaşattı
Bu hafta sonu Kurtuluş Savaşı’nın mimarlarından Gaziantep halkı ile buluştuk.
Büyük bir sevgi seli içinde bizleri bağırlarına bastılar.
Savaşın en çetin zamanlarında dışarıdan destek almadan 11 ay illerini savunan bir ceddin evlatları, bugün ülkenin içinde bulunduğu acı tablonun farkında, gidişattan endişeli ve bizlerin şahsında BTP kadrolarındaki çözüme kucak açtı.
5 binden fazla kişinin teveccüh gösterdiği Yeni Mesaj gazetesinin bu vatan görevi haline dönüşen organizasyonunu, bir düğün salonunda değil de Gaziantep belediyesinin büyük bir konferans salonunda gerçekleştirmek isterdik.
Yapılan başvurular, biz belediyeye ait salonları kültürel organizasyonlara veriyoruz şeklinde bir gerekçe ile reddedilmiş.
Ulusal bir gazetenin düzenlediği bu programı TV ekranlarından takip ettiklerine emin olduğumuz belediye mensupları, salondaki milli havayı, al bayrakları, gözyaşları içinde takip edilen konuşmaları izledikçe bu organizasyonda keşke bizim de katkımız olsa idi demişlerdir.
Aksini, yani bir parti mensubu olmaları cihetiyle, aynı görüşü paylaşmayanlara öteki şeklinde bir yaklaşımla, Yeni Mesaj gazetesinin salon teklifini reddettiklerini düşünmek dahi istemiyoruz.
Zira ülkenin gidişatı içler acısı.
Program tertip ettiğimiz illerde mikrofon uzatılan herkes, tarım kesimi, işçisi, memuru, ev hanımı, hayvan yetiştiricisi, kentlisi, köylüsü ve üniversite öğrencisi halinden şikâyetçi.
Ekonomik sıkıntılar herkesin dilinde. Ancak bunun da ötesine geçen bir vatan derdini de taşır oldu insanımız.
Terör belası, kardeş olan Türk ile Kürdü birbirine düşürme şeklinde kendini gösteren bölme çabalarından halkımız bıkmış durumda.
Antep müdafaasında, Ermenilere ve Fransızlara karşı yapılan savunmada, Türk, Kürt, Laz, Çerkez ayırt edilmemiş, bir bilek bir yürek herkes canını ve malını ortaya koymuştu.
Program günü aynı birlik salona hâkimdi.
Programa katılan, Gaziantep Kuvay-ı Mücahitler Derneği Genel Başkan Yardımcısı, dernek adının aslında yer alan ve milli mücadelede milletin simgesi olan Kuvay-ı Milliye Hareketi’ndeki “milli” ifadesini kaldırdıklarını, çünkü idarecilerin milli ifadesini yasakladığını belirtti.
Bu ülkeyi devleti ve milletiyle bir ve beraber yapan unutulmamalıdır ki, içinde birlik değeri taşıyan milli değerleridir.
O gün Anteplinin canı pahasına ortaya koyduğu müdafaa ile bugün bizlerin il il gezerek halka anlattıklarımız aynı milli duyguların yansımasıdır.
Bu millilik, bir milletin hayat damarlarıdır. Diri tutan unsurlardır.
Sayın Başkan konuşmasında ekledi, “Antep Fransız işgaline karşı 13 bin 500 şehit verdi, insanlar ot ve köpek leşlerini yediler. Ama burayı müdafaa ettiler. Fransa’nın o gün yaptığı tam bir soykırımdır.”
Bizlerden bu soykırımın ortaya çıkması için destek istediler. Biz de hazırlıklara başladık.
Salondaki binlerin 8 saat hiç eksilmeyen coşkusu, bendenize, hangi engel ile karşılaşılırsa karşılaşılsın bu milletin esir edilemeyeceğini bir kez daha hissettirdi.
Ve yine salonda da ifade ettik, Atatürk riyasetinde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı neticesi cumhuriyeti kuran irade, ülkeyi bu yüce millete emanet etmiştir.
Bugün Atatürk gibi sivil ve asker iki kimliği şahsında birleştirebilen bir kimlik olmadığına göre, zor şartları aşmanın tek yolu, asker ve sivil bir bilek olabilmektir.
Yeni anayasada sivil adımlar atacak hükümet, toplumun her kesiminin beklentilerine cevap vermedikçe, onay alamayacaktır.
Biz diyoruz ki, milletin aradığı, beklediği ve salonları dolduran binlerin gözlerinde ve gönüllerinde yer alan işte bu havadır.
Milli, manevi duyguları bir arada hayata geçirecek bir kadrodur...
Büyük bir sevgi seli içinde bizleri bağırlarına bastılar.
Savaşın en çetin zamanlarında dışarıdan destek almadan 11 ay illerini savunan bir ceddin evlatları, bugün ülkenin içinde bulunduğu acı tablonun farkında, gidişattan endişeli ve bizlerin şahsında BTP kadrolarındaki çözüme kucak açtı.
5 binden fazla kişinin teveccüh gösterdiği Yeni Mesaj gazetesinin bu vatan görevi haline dönüşen organizasyonunu, bir düğün salonunda değil de Gaziantep belediyesinin büyük bir konferans salonunda gerçekleştirmek isterdik.
Yapılan başvurular, biz belediyeye ait salonları kültürel organizasyonlara veriyoruz şeklinde bir gerekçe ile reddedilmiş.
Ulusal bir gazetenin düzenlediği bu programı TV ekranlarından takip ettiklerine emin olduğumuz belediye mensupları, salondaki milli havayı, al bayrakları, gözyaşları içinde takip edilen konuşmaları izledikçe bu organizasyonda keşke bizim de katkımız olsa idi demişlerdir.
Aksini, yani bir parti mensubu olmaları cihetiyle, aynı görüşü paylaşmayanlara öteki şeklinde bir yaklaşımla, Yeni Mesaj gazetesinin salon teklifini reddettiklerini düşünmek dahi istemiyoruz.
Zira ülkenin gidişatı içler acısı.
Program tertip ettiğimiz illerde mikrofon uzatılan herkes, tarım kesimi, işçisi, memuru, ev hanımı, hayvan yetiştiricisi, kentlisi, köylüsü ve üniversite öğrencisi halinden şikâyetçi.
Ekonomik sıkıntılar herkesin dilinde. Ancak bunun da ötesine geçen bir vatan derdini de taşır oldu insanımız.
Terör belası, kardeş olan Türk ile Kürdü birbirine düşürme şeklinde kendini gösteren bölme çabalarından halkımız bıkmış durumda.
Antep müdafaasında, Ermenilere ve Fransızlara karşı yapılan savunmada, Türk, Kürt, Laz, Çerkez ayırt edilmemiş, bir bilek bir yürek herkes canını ve malını ortaya koymuştu.
Program günü aynı birlik salona hâkimdi.
Programa katılan, Gaziantep Kuvay-ı Mücahitler Derneği Genel Başkan Yardımcısı, dernek adının aslında yer alan ve milli mücadelede milletin simgesi olan Kuvay-ı Milliye Hareketi’ndeki “milli” ifadesini kaldırdıklarını, çünkü idarecilerin milli ifadesini yasakladığını belirtti.
Bu ülkeyi devleti ve milletiyle bir ve beraber yapan unutulmamalıdır ki, içinde birlik değeri taşıyan milli değerleridir.
O gün Anteplinin canı pahasına ortaya koyduğu müdafaa ile bugün bizlerin il il gezerek halka anlattıklarımız aynı milli duyguların yansımasıdır.
Bu millilik, bir milletin hayat damarlarıdır. Diri tutan unsurlardır.
Sayın Başkan konuşmasında ekledi, “Antep Fransız işgaline karşı 13 bin 500 şehit verdi, insanlar ot ve köpek leşlerini yediler. Ama burayı müdafaa ettiler. Fransa’nın o gün yaptığı tam bir soykırımdır.”
Bizlerden bu soykırımın ortaya çıkması için destek istediler. Biz de hazırlıklara başladık.
Salondaki binlerin 8 saat hiç eksilmeyen coşkusu, bendenize, hangi engel ile karşılaşılırsa karşılaşılsın bu milletin esir edilemeyeceğini bir kez daha hissettirdi.
Ve yine salonda da ifade ettik, Atatürk riyasetinde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı neticesi cumhuriyeti kuran irade, ülkeyi bu yüce millete emanet etmiştir.
Bugün Atatürk gibi sivil ve asker iki kimliği şahsında birleştirebilen bir kimlik olmadığına göre, zor şartları aşmanın tek yolu, asker ve sivil bir bilek olabilmektir.
Yeni anayasada sivil adımlar atacak hükümet, toplumun her kesiminin beklentilerine cevap vermedikçe, onay alamayacaktır.
Biz diyoruz ki, milletin aradığı, beklediği ve salonları dolduran binlerin gözlerinde ve gönüllerinde yer alan işte bu havadır.
Milli, manevi duyguları bir arada hayata geçirecek bir kadrodur...
Editörün Seçtikleri