info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Almanya'daki Türkler'e asimilasyon politikası
18/06/2001 Köşe Yazısı 99
Almanya seyahatimiz sebebiyle kısa bir zaman siz değerli okuyucularımızdan ayrı kaldık. Seyahatimiz sırasında Hafız Musa Türker Bey'in yetiştirdiği talebeleri dinleme fırsatımız oldu. Bize ilahi ve Kur'an'dan oluşan mükemmel bir program takdim ettiler. Büyük bir başarıya imza attılar. Bu sebeple Musa Türker Bey'i ve dernek başkanı Osman Asanoğlu kardeşimizi tebrik ediyorum. Orada bulunan öğrencilerin hep bir ağızdan "bu vatan bizimdir, bizim kalacak" diyerek vatana, millete, bayrağa sahip çıkmaları bizi çok duygulandırdı. Bir kez daha anlamış olduk ki, mesele yetişme meselesidir. Milli ve manevi değerlere sahip çıkma meselesidir.

Bütün bu güzelliklerin yanında düşündürücü hadiselerle de karşılaştık. Bilindiği gibi Oğuz Türklerinin 8. ve 9. yüzyılda Avrupa içlerine akınlar düzenledikleri dönemde Hıristiyan Avrupa, Türkleri asimilasyona tâbi tutmuştu. Yani Hıristiyanlaştırmak suretiyle Türklüklerini unutmalarını ve Hıristiyan Avrupa'nın bir parçası olmalarını temin etmişlerdi. Bu asimilasyon hadisesi Roma Germen (Alman) imparatorunun eliyle gerçekleşmişti.

Aradan bin küsur yıl geçtikten sonra bugün Almanya yine Türkleri asimile etmenin yollarını aramaktadır. Orada kulağımıza gelen ifadelere göre, bir Türk medya patronu Almanya'da bazı görüşmelerde bulunmuş, büyük bir tantana ile ağırlanmış ve yine duyduğumuza göre sayın patrona bu hususta yüklü bir vazife verilmiştir. Kendisine gösterilen iltifatın sebebi budur. Bu medya patronu Türklerin asimilasyonu vazifesini yerine getireceği sözünü vererek oradan ayrılmış.

Bugün Almanya'nın genelinde bilhassa Türklere karşı müthiş bir asimilasyon faaliyeti yürütülmektedir. Bir zamanlar "Malkoçoğulları buraları İslam'laştırmak için geldiler. Ancak ömürleri yetmedi. Bugün bu vazifeyi biz ifa edeceğiz. Bu insanları İslam'laştıracağız ve Türkleri sevdireceğiz" diyenlerin konuşmalarına şahit olmuş ve bir hayli sevinmiştik. Ancak bugün, bu insanların eliyle yapılan camilerin girişinde büyük harflerle "Siz daha Alman vatandaşı olmadınız mı?" şeklinde bir ifade yer almaktadır. Sorulduğunda "biz burada dinimizi rahat yaşıyoruz" diyen bu arkadaşlarımız unutmasınlar ki bu mantıkla devam ettikleri taktirde çocukları ve de torunlarının dinini yaşama, milletini tanıma gibi bir derdi olmayacaktır.

KKTC'deki kardeşlerimizin Rum pasaportu almak istedikleri herkesin malumu iken, Almanya'da yaşayan vatandaşlarımıza da Alman vatandaşı olmaları için teşvik ve telkinde bulunulmaktadır. Ki bu ifade aslında "Siz daha Hıristiyan olmadınız mı?" demektir.

Zira Almanya deyince akla Hıristiyanlık ve Hıristiyan medeniyeti gelir. Alman bayrağındaki siyah, sarı ve kırmızı renkler teslisi ifade eder. Siyah renk Ruhul Kudüs'ün, sarı renk Hz. Meryem'in, kırmızı renk de Hz. İsa'nın sembolüdür.

Türk deyince ise akla bin yıl İslam'a hizmet etmiş bir millet gelmektedir. Bayrağımız tevhidin bir sembolüdür. Kabul etsek de, etmesek de onlar bize bu gözle bakmaktadır. Farklılık bu derece açıktır.

O halde yetkililerimize buradan sesleniyoruz. Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarına ciddi bir asimilasyon siyaseti uygulanmaktadır. Bu gidişe kim dur diyecektir?

Bu kardeşlerimiz gayet iyi bilsinler ki bu gibi yazılar Kabe'nin duvarına dahi asılsa bir oyun, bir hile ve bir aldatmacadır. Almanya dün Oğuz Türklerine yaptığını bugün orada yaşayan Türklere yapma gayreti içindedir.