info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Allah akıbetimizi hayreylesin
14/08/2014 Köşe Yazısı 109
Cumhuriyet tarihinin en şaibeli seçimi olarak nitelenen bir yerel seçimin sonrasında eşitlik ilkesine sıklıkla vurgu yapılan bir cumhurbaşkanı seçimi geçirdik.Sayın Erdoğan'ın tüm itirazlara rağmen Başbakanlık vazifesini bırakmadan sürdürdüğü seçim sürecinde diğer adayların adı nerede ise hiç geçmedi.Devlet imkânlarının sonuna kadar kullanıldığı, miktarı tahmin edilmeyen oranlarda büyük paraların akıtıldığı seçimler hakkında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bir rapor yayınladı:Buna göre, Erdoğan'ın propagandalarını hızlı tren açılışı gibi resmi devlet organizasyonları ile birleştirdiği vurgulandı. Diğer adayların ekranlarda görünürlüğünün az olduğuna dikkat çekildi. Rapora göre, "devlet kaynakları usulsüz" kullanılmıştır.ABD yönetiminden de AGİT raporuna atıfla, seçimlerin eşit şartlarda yapılmadığıyla ilgili yorumlar geldi.Adaylığının resmileşmesinden sonra "kamu görevlisi olanların görevleri ile ilişiği kesilir" hükmüne aykırı olarak, Başbakanlık makamından istifa etmeden seçime hazırlanan Erdoğan, şimdi de cumhurbaşkanı seçildiği halde Başbakanlığa devam etmektedir.Oysa Anayasa'nın 101. maddesi, "Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisiyle ilişkisi kesilir ve TBMM üyeliği sona erer" şeklindeydi.Anayasasında demokratik olduğu yazan cumhuriyet için kara bir sicil yazıyoruz.Kanunlarda yazan kıstasları menfaatlerine göre yorumlamak anayasal bir devletin ruhuna aykırıdır.Tüm bunlara rağmen, CHP'nin hukukçu kadroları seçimden sonra adaylar arasındaki dengesizliği bir kenara bırakarak, tek suçlu olarak Kılıçdaroğlu'na yükleniyorlar.CHP seçimlerden alınan neticeyle karıştı. Kulislerde MHP'nin gençlik kollarının çatı adayı desteklemediği konuşuluyor.Oysa bugün ve gelecekte tartışılması gereken mevzu, yitirilen hukuk devleti anlayışı, zamana ve zemine göre eğilip bükülen kanunlar, daha vahimi de bunlara itiraz edemeyen milletin halidir. Yargının siyasallaşması, kuvvetler ayrılığının yitirilmesi ve bürokrasideki kadrolaşma hukuk devletini tehdit etmektedir. Buna seçimlerde trafolara giren kediler, seçmen sayısından kat be kat fazla basılan oyların akıbeti, çöplerde bulunan oy pusuluları ile şekillenen sandık anıları da eklendiğinde bizlere, Allah akıbetimizi hayreylesinden başka diyecek bir şey kalmıyor?