ABD'de mortgage krizi ile başlayan ekonomik çöküş tüm dünyaya yayılıyor. 

Özellikle AB ekonomileri bu gidişata çare bulmaya çalışsa da başarılı olamadılar.

İtalya Başbakanı Berlusconi görevden ayrılmak zorunda kaldı, Batının şımarık çocuğu Yunanistan batışa gidiyor. İspanya ekonomik darboğazla uğraşıyor.

Bu ülkelerin kaderini değiştirebilmeleri için Euro bölgesinden çıkmaları tavsiye edilmektedir.  

Bizim AB'nin Euroyu kabul ettiği gün yaptığımız tespitimizin doğruluğu bugün ortaya çıkmaktadır.

Biz, o tarihlerde AB'nin dağılmaya mahkum olduğunu, en geç 15 sene içinde dağılacağını ısrarla ifade etmiştik.

AB ülkelerinin yeraltı kaynakları bitmiştir, nüfusu yaşlanmıştır. Bunlar, dağılmasına sebep iki gerekçedir.

"Bir arada kalmasına engel olacak bir diğer hayati neden ise AB'nin ortak para birimine geçmesidir. 

Bu sayede Birliğe üye her ülke kendi kazancını gerçek rakamı ile göstermeyecek, merkezden kendisine verilecek destek değişecektir ve zamanla üye ülkeler arasında korkunç bir adaletsizlik oluşacaktır ki, bu Birliği dağıtacaktır. Ülkeler senyoraj hakkını kaybedeceği için, borçlanmaya gidecektir. Bu borçlanma ekonomik olarak çöküşlerine neden olacaktır" demiştik, nitekim bugün böyle oluyor. İtalya'nın borcu 2 trilyon Euroya ulaşmıştır.

Almaya Başbakanı Merkel, "AB ülkeleri 2. Dünya Savaşından sonraki en zor iktisadi günlerini yaşıyor" açıklamasını yaptı.  

Merkel, Euro bölgesinden çıkmak isteyen ülkelere cevaben ise, "Euro sadece bir para birimi değildir, eğer Euro olmazsa AB de olmaz" dedi.

Euro artık AB siyasi birliğinin simgesi olmuştur. Bu sebeple onu ayakta tutmak zorundadırlar. Ancak bunu yapmaları da yukarıda saydığımız gerekçelerle imkansızdır.

Ve AB dağılma sürecinin sonundadır. Bekleyelim, AB'nin sonu hayır olsun!