72 milyonu kucaklamaya mecburuz
Başbakan Davutoğlu, çözüm süreciyle ilgili olarak, "Çözüm süreci bizim için asırlardır bir arada yaşamış halkımızın içindeki barışı tesis etme, milli birliği sağlama sürecidir. Tek muhatabımız da burada bahsedilen terör örgütü değil, bölgede yaşayan halkımız ve onu temsil eden tüm kesimlerdir" dedi. Anadolu topraklarında asırlardır bir ve beraber yaşayan halklar arasında zaten bir ayrılık söz konusu edilmedi ki? Terör konusunu etnik kimlik ile karıştırmak AKP'nin işidir. Ve olay bundan sonra şekil değiştirmiştir. Yoksa etle kemik olmuş vatandaşlarımızın çözüm süreci ile halledilecek bir meselesi yoktur. Atatürk, Sivas Kongresi esnasında mandacılığı savunanlara karşı şunları söylemişti: "Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla gerçekleştirilebilir." Hakikaten ulus devletlerin yok edilmeye çalışıldığı global düzende, Türkiye Cumhuriyeti Devletini bekleyen en önemli sorun bağımsızlığının korunmasıdır. Türk milletinin haysiyet ve şerefle yaşaması, bağımsızlığının muhafazasına bağlıdır. Tarih sahnesinde bağımsızlığını yitiren hiçbir milletin, millet olma vasfını koruduğu görülmemiştir. BOP ve Arap Baharı ile sarsılan, sınırları değişen Ortadoğu'da, sıranın süratle Türkiye'ye geldiğinden bahsediyoruz. Bölünme parçalanmayı, bu da ulus devletin yok olmasını yani bağımsızlığı kaybetmeyi getirir. Son örneğini İngiltere'den ayrılma referandumunda gördüğümüz gibi Batı bize tavsiye etse de kendi bölünmeyi düşünmüyor. "Mısak-ı Milli sınırları içinde vatan bir bütündür" düşüncesini, terör örgütünü muhatap kabul ettiğimizde sürdürebiliyor muyuz sizce? Ya da insani yardım gerekçesiyle Peşmergeye açılan topraklar altında yatan şehitler, bu vahamete ne derler? Hakkâri'de 3 askerimizin şehit edilmesinin ardından yine ortamı geren ifadeler kullanıldı. Oysa icra makamında bulunanlar, bu tablonun attıkları yanlış adımlardan kaynaklandığını ne zaman görecekler? Sizler eğer Kürt kardeşlerimizi dış güçlerin vaatlerine kanmaya itmeseydiniz, bugün ne onlar kendilerini dışlanmış hissedecekler ne de beklentilerinin karşılanmamasına böyle tepki vereceklerdi.İcra makamı, dış güçlerin etkisinden kurtularak 72 milyonu kucaklamaya mecburdur. Etnik kimlik oyunu yüzyıllardır kullanılıyor. Nasıl önüne geçileceği belliyken bunu yapmak yerine bu oyunu bir kez daha kullananların işine yarayacak adımları atmak ne akılla, ne siyasetle, ne vicdanla, ne imanla izah edilemez?
Editörün Seçtikleri