1 Mayıs
Yarın 1 Mayıs. Uzun süredir 'işçilerin bayramı' olmaktan uzaklaşıp bir hak arama gününe dönüşen 1 Mayıs'ın nerede kutlanacağı İstanbul için yine tartışmalı. Pek çok konuda gerilime imza atan Hükümetin Taksim'de gösterilere izin vermemesi aslında şaşılacak bir hal değil. Gezi eylemlerinden sonra Hükümet tarafından adı dahi anılmak istenmeyen Taksim Meydanı görünen o ki, bundan sonra bayram kutlamalarına tamamen kapatılacaktır. Geçen sene, Taksim'deki inşaat çalışmaları bahane edilerek meydanın kapatılmasının ardından, işçilerin ve sivil toplum örgütlerinin ısrarla meydana ulaşma gayreti, biber gazı, tazyikli su olarak halen hafızalarımızdadır. Siyasi iktidarı 12 yıldır elinde tutan iradenin bugüne kadar vatandaşın hak ve özgürlüklerine karşı takındığı tavır ve vatandaşın her şikâyetine rağmen yine onu destekleyen tercihi ortadayken bu hükümet için sadece "ne istiyorsa yapabilir" diyebiliyoruz? Anayasasında sosyal bir hukuk devleti olduğu yazılı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde, gösteri ve yürüyüş yapma anayasal bir haktır. Anayasanın 26. maddesine göre, "Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir." Siz bu hakkı uygulanamaz hale getirirseniz, o zaman Anayasada 'hak' adı altında yazılmasının bir manası da kalmayacaktır. İşçi Bayramı'nda işçilerin maaşları, hakları, işverenleriyle hukukları gündem edilmeye çalışılıyor. Ancak son dönemde, polis-sivil gerginliğinin had safhada yaşandığı bugün, gayesine ulaşamadan arbede içerisinde geçip gitmektedir. Her sene tekrarlanan aynı tablo maalesef sivil otoritenin gözünü, kulağını kapayan tavrı ile işçiler adına hep kaybedeni hatırlatmaktadır. Hükümetin tavrının yanında ekonomik refahı sağlayamamış Türkiye'de işçilere daha fazla maaş ve hak verilmesine imkân da bulunmuyor. Kapitalist düzenin esiri Türkiye, dünyanın uygulamaya başladığı Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) hayata geçirmeden ne işçisine, ne memuruna, ne emeklisine bugünkünden fazlasını veremez. Hak aramak için Taksim'e çıkan işçilere şunu diyoruz: Aradığınız hakkı, sizi esir mertebesinde gören kapitalist sistemin içinde bulmanıza imkân yoktur. Siz oylarınız ile bu sistemi ve getirilerini kabul etmişken, daha fazlasına hakkınız da kalmamıştır. Neden Rusya'daki işçilerin cebine para girmesini sağlayan, Putin'i dünya lideri noktasına taşıyan MEM'i reddettiniz? Elinizle ektiniz, bugün ne toplamayı hayal ediyorsunuz?
Editörün Seçtikleri