Türkiye’den beklenen siyaset
Geçtiğimiz günlerde Suriye’deki işgal birinci yılını doldurdu. Suriye’de yaşanan gelişmeler, halkının güvenini ve sevgisini kazanan bir liderin devletin bekası için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Arap Baharında Tunus, Libya, Mısır halkları ABD’nin “demokrasi oyununa” hemen kanmışlar ve liderlerini alaşağı etmişlerdi. Hatta Kaddafi vatandaşlarının da arasında bulunduğu bir grup tarafından linç edilmiştir. Esad ise Batıya karşı sergilediği dik duruşta halkının da desteğini arkasına aldığı için halen iktidardadır.
Onun iktidarı aslında Suriye’nin birliği ve halkının beraberliği de demektir. Dış baskılara ve içten yapılan kışkırtmalara rağmen bu birlik korunmaya devam etmektedir.
Bu durumun farkında olan ABD, Suriye konusunda taktik değiştirmiştir.
Esad’a mal edilen uydurma bombalama haberleri ve öldüğü iddia edilen insanların yerini gerçek bombalar ve ölüler almaya başlamıştır.
Meşru bir hükümete başkaldıran ve işgal güçleri ile beraber hareket etmesine rağmen Batı basınında haklı olarak gösterilen Özgür Suriye Ordusu da bu bombalama işlerinde ABD’nin yardımcısıdır.
Amaç ülkede iç güvenliğin kalmadığı izlenimi verilerek lidere olan güveni yok etmek, halkı galeyana getirmektir.
Özgür Suriye Ordusu geçtiğimiz günlerde Türk TIR şoförlerine de ateş açmaya başlamıştır. Yaşanılan olaylarda 3 TIR şoförü hayatını kaybetmiştir.
Suriye’ye yönelik bir savaşı Türkiye’ye mal etmek isteyen ABD, bu tür eylemlerle Türk insanını Müslüman kardeşine karşı kışkırtmayı amaçlamaktadır.
ABD, Türkiye üzerinden Suriye’de yapmaya çalıştığını aslında Afganistan’da gerçekleştirmiştir.
Türkiye işgalin ardından Afganistan’da halen asker bulundurmaktadır. Burada vazife yapan 12 askerimizin şehit olduğu haberlerini aldık.
Aileler “Afganistan da neden asker bulunduruyoruz?” diye feryat etse de yetkililerden “Afganistan’dan çekilmeyeceğiz” açıklaması gelmiştir.
Arap Baharının estirildiği ülkelerden biri de İran. İran yaptığı açıklamalarda İsrail ile bir savaş durumunda İsrail’in bir haftadan fazla direnemeyeceğini ifade etti.
İran konusunda da ülkemize konuşlanan Füze Kalkanı sebebiyle İsrail değil, Türkiye ateş hattındadır.
Demek ki, ABD’nin BOP ve Arap Baharı projelerinde Türkiye, Birleşik Devletler’in kalkanı vazifesindedir.
Suriye, Afganistan, İran menfaatler dikkate alındığında sorunumuzun olmadığı ülkelerdir.
Ancak dış politika anlayışı “önce ABD” haline gelmiş Türkiye, savaşı dahi göze alarak Birleşik Devletler ile hukukunu korumaya özen göstermektedir.
Dikkat edilirse devletlerarası ilişkilerde Türkiye’nin dışında, kendisinin zerre menfaati olmadığı halde savaşı dahi göze alarak başka bir devletin çıkarlarını korumaya çalışan ikinci bir devlete rastlayamazsınız.
Türkiye, verdiği kurtuluş savaşı ile emperyalist Batının karşısında ezilen ve yok olan devlet ve milletler için model ülke olmuştur.
Model ülke Türkiye’nin bugün değişen ve zararımıza olan dış politika anlayışının geçmişteki “model olma” vasfı ile ne yazık ki alakası kalmamıştır.
Halbuki Türkiye bugün savaşmaktan bahsettiği Ortadoğu coğrafyasında asırlarca başlık yapmış, devletleri ve milletleri bünyesinde barındırmıştı.
Bizce Rusya’nın Ortadoğu’da yapmaya çalıştığını Türkiye yapmalı, Arap Baharının estiği ülkeleri ABD’nin işgalinden koruyarak yeniden model ülke olduğunu ispatlamalıdır.
Arap Baharında Tunus, Libya, Mısır halkları ABD’nin “demokrasi oyununa” hemen kanmışlar ve liderlerini alaşağı etmişlerdi. Hatta Kaddafi vatandaşlarının da arasında bulunduğu bir grup tarafından linç edilmiştir. Esad ise Batıya karşı sergilediği dik duruşta halkının da desteğini arkasına aldığı için halen iktidardadır.
Onun iktidarı aslında Suriye’nin birliği ve halkının beraberliği de demektir. Dış baskılara ve içten yapılan kışkırtmalara rağmen bu birlik korunmaya devam etmektedir.
Bu durumun farkında olan ABD, Suriye konusunda taktik değiştirmiştir.
Esad’a mal edilen uydurma bombalama haberleri ve öldüğü iddia edilen insanların yerini gerçek bombalar ve ölüler almaya başlamıştır.
Meşru bir hükümete başkaldıran ve işgal güçleri ile beraber hareket etmesine rağmen Batı basınında haklı olarak gösterilen Özgür Suriye Ordusu da bu bombalama işlerinde ABD’nin yardımcısıdır.
Amaç ülkede iç güvenliğin kalmadığı izlenimi verilerek lidere olan güveni yok etmek, halkı galeyana getirmektir.
Özgür Suriye Ordusu geçtiğimiz günlerde Türk TIR şoförlerine de ateş açmaya başlamıştır. Yaşanılan olaylarda 3 TIR şoförü hayatını kaybetmiştir.
Suriye’ye yönelik bir savaşı Türkiye’ye mal etmek isteyen ABD, bu tür eylemlerle Türk insanını Müslüman kardeşine karşı kışkırtmayı amaçlamaktadır.
ABD, Türkiye üzerinden Suriye’de yapmaya çalıştığını aslında Afganistan’da gerçekleştirmiştir.
Türkiye işgalin ardından Afganistan’da halen asker bulundurmaktadır. Burada vazife yapan 12 askerimizin şehit olduğu haberlerini aldık.
Aileler “Afganistan da neden asker bulunduruyoruz?” diye feryat etse de yetkililerden “Afganistan’dan çekilmeyeceğiz” açıklaması gelmiştir.
Arap Baharının estirildiği ülkelerden biri de İran. İran yaptığı açıklamalarda İsrail ile bir savaş durumunda İsrail’in bir haftadan fazla direnemeyeceğini ifade etti.
İran konusunda da ülkemize konuşlanan Füze Kalkanı sebebiyle İsrail değil, Türkiye ateş hattındadır.
Demek ki, ABD’nin BOP ve Arap Baharı projelerinde Türkiye, Birleşik Devletler’in kalkanı vazifesindedir.
Suriye, Afganistan, İran menfaatler dikkate alındığında sorunumuzun olmadığı ülkelerdir.
Ancak dış politika anlayışı “önce ABD” haline gelmiş Türkiye, savaşı dahi göze alarak Birleşik Devletler ile hukukunu korumaya özen göstermektedir.
Dikkat edilirse devletlerarası ilişkilerde Türkiye’nin dışında, kendisinin zerre menfaati olmadığı halde savaşı dahi göze alarak başka bir devletin çıkarlarını korumaya çalışan ikinci bir devlete rastlayamazsınız.
Türkiye, verdiği kurtuluş savaşı ile emperyalist Batının karşısında ezilen ve yok olan devlet ve milletler için model ülke olmuştur.
Model ülke Türkiye’nin bugün değişen ve zararımıza olan dış politika anlayışının geçmişteki “model olma” vasfı ile ne yazık ki alakası kalmamıştır.
Halbuki Türkiye bugün savaşmaktan bahsettiği Ortadoğu coğrafyasında asırlarca başlık yapmış, devletleri ve milletleri bünyesinde barındırmıştı.
Bizce Rusya’nın Ortadoğu’da yapmaya çalıştığını Türkiye yapmalı, Arap Baharının estiği ülkeleri ABD’nin işgalinden koruyarak yeniden model ülke olduğunu ispatlamalıdır.
Editörün Seçtikleri