Türkiye yine reddedildi
Suriye ile arasında tampon bölge kurulması teklifini bir kez daha yenileyen Türkiye, ABD tarafından yine yalnız bırakıldı.
CIA Başkanı David Petraeus’un gelmesi ile gündem edilen tampon bölge talebi, NATO’nun tampon bölge konusunu kaldıramayacağı gerekçesi ile reddedilmiştir.
Görünen o ki İsrail, Arz-ı Mev’ud hayalini engelleyebilir düşüncesi ile Türkiye’nin bölgede ilerlemesini istememektedir. Türkiye, Arap Baharı sürecinde en ön safta ve her şartta İsrail yararına hareket ededursun, İsrail Türkiye’ye karşı son derece temkinlidir. İsrail, Türkiye kendi yanında olduğu halde güvenmemekte, onu tampon bölge ile oyalamaktadır.
Olayın bir başka cephesi de, Arap Baharı’nın mimarı ABD ve İsrail’in Suriye konusundaki planının sadece Türkiye’nin aktif rol oynadığı bir savaş üzerine kurulu olmasıdır.
Türkiye sınırlarımızın ihlali gerekçesi ile bir kaç kez sınır ötesi harekât için NATO’nun 5. maddesini işletmeye çalışmış fakat yine “hayır” cevabını almıştı.
Şimdi de tampon bölge konusunda NATO’nun devreye girmesi reddedilmiştir.
Kabul ersek de, etmesek de Suriye’nin önüne atılmaktayız.
Diğer taraftan ülkemiz izlenen bu politikaların bir devamı olarak ciddi bir terör gündemi ile uğraşıyor.
Bir ayağı Suriye, diğerleri İran ve Irak olan “Büyük Kürdistan” projesinde Türkiye’nin Güneydoğusu da vardır. Gaziantep’teki saldırının faillerini aramak yerine gelinen noktada bu hain saldırının nedenleri üzerinde durma zamanıdır.
Bugün milletvekillerimiz Suriye’den gelenlerin sığındığı Hatay’daki Apaydın Kampı’na serbestçe giriş yapamamıştır. Kilis’teki kampta çıkan olaylarda güvenlik güçlerine saldırılar olmuştur. Şemdinli’de bir bölgenin PKK’nın kontrolüne girdiğinden bahsedilmektedir.
Ancak Türkiye halen Lozan Antlaşması’ndan bu yana Güneydoğu sınırlarını kabul etmemiş ABD yanında ve onun yararına siyaset izlemektedir. Sık sık ifade ettiğimiz gibi Ortadoğu’da Suriye’nin düşmesi, diğer İslam ülkelerinin ve Türkiye’nin de sonudur.
Ülkemizin bekası bu gerçeğin bir an evvel görülmesine bağlıdır.
CIA Başkanı David Petraeus’un gelmesi ile gündem edilen tampon bölge talebi, NATO’nun tampon bölge konusunu kaldıramayacağı gerekçesi ile reddedilmiştir.
Görünen o ki İsrail, Arz-ı Mev’ud hayalini engelleyebilir düşüncesi ile Türkiye’nin bölgede ilerlemesini istememektedir. Türkiye, Arap Baharı sürecinde en ön safta ve her şartta İsrail yararına hareket ededursun, İsrail Türkiye’ye karşı son derece temkinlidir. İsrail, Türkiye kendi yanında olduğu halde güvenmemekte, onu tampon bölge ile oyalamaktadır.
Olayın bir başka cephesi de, Arap Baharı’nın mimarı ABD ve İsrail’in Suriye konusundaki planının sadece Türkiye’nin aktif rol oynadığı bir savaş üzerine kurulu olmasıdır.
Türkiye sınırlarımızın ihlali gerekçesi ile bir kaç kez sınır ötesi harekât için NATO’nun 5. maddesini işletmeye çalışmış fakat yine “hayır” cevabını almıştı.
Şimdi de tampon bölge konusunda NATO’nun devreye girmesi reddedilmiştir.
Kabul ersek de, etmesek de Suriye’nin önüne atılmaktayız.
Diğer taraftan ülkemiz izlenen bu politikaların bir devamı olarak ciddi bir terör gündemi ile uğraşıyor.
Bir ayağı Suriye, diğerleri İran ve Irak olan “Büyük Kürdistan” projesinde Türkiye’nin Güneydoğusu da vardır. Gaziantep’teki saldırının faillerini aramak yerine gelinen noktada bu hain saldırının nedenleri üzerinde durma zamanıdır.
Bugün milletvekillerimiz Suriye’den gelenlerin sığındığı Hatay’daki Apaydın Kampı’na serbestçe giriş yapamamıştır. Kilis’teki kampta çıkan olaylarda güvenlik güçlerine saldırılar olmuştur. Şemdinli’de bir bölgenin PKK’nın kontrolüne girdiğinden bahsedilmektedir.
Ancak Türkiye halen Lozan Antlaşması’ndan bu yana Güneydoğu sınırlarını kabul etmemiş ABD yanında ve onun yararına siyaset izlemektedir. Sık sık ifade ettiğimiz gibi Ortadoğu’da Suriye’nin düşmesi, diğer İslam ülkelerinin ve Türkiye’nin de sonudur.
Ülkemizin bekası bu gerçeğin bir an evvel görülmesine bağlıdır.
Editörün Seçtikleri