info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Terörde yeni dönem
06/01/2015 Köşe Yazısı 99
Türkiye'de birileri tarafından süratle değiştirilen gündem, ana meselelerin tartışılmasını da engelliyor. Bu meselelerden belki de en önemlisi güvenlik ve asayiş problemimizdir. Yeni yılın ilk gününde Kilis'te kaçak geçişleri engellemek isterken Suriye tarafına geçtiği belirtilen Kilis Öncü Hudut Karakolu Komutanı Özgür Örs'ten 5 gündür haber alınamıyor. Komutanın IŞİD'in elinde olduğu anlaşıldı. Vazife yaptığı hudut karakolu birliklerinin 15 gün önce IŞİD'e katılmak isteyen aralarında Türk vatandaşlarının da olduğu 50 kişiyi yakaladığı biliniyor. IŞİD denilen terör örgütü maalesef Suriye sınırında, yanı başımızda. Bu örgütü, yeni yeni 'bir tülbendin kuruması kadar bir sürede ilişkimizi düzeltiriz' demeye başladığımız Suriye'nin başına musallat edenler arasında maalesef biz de varız. IŞİD'in hızla büyümesi karşısında Batılı ülkeler bizden daha önce vahameti fark ederek topraklarından geçecek IŞİD militanlarına karşı tedbirler almaya başladı. Zira IŞİD'den ayrılanların ülkelerine dönmeleri, Avrupa'da 'hortlayacak terör' demektir. O dönemde altını çizdiğimiz bu tehlikeye karşı maalesef Türkiye ciddi hiçbir önlem almadı.  Kilis gibi sınıra sıfır illerimizde, teröristlerin elini kolunu sallayarak geçiş yaptığı yerler halen mevcut. Bunun yanı sıra çatışmalarda yaralanarak sınırımızı geçen ve tedavi olanlar hakkında bölge halkı ve sağlık personellerinden bilgiler gelmektedir. IŞİD'in kaçırdığı kesinleşen komutanın bulunması için Bordo Bereliler'in görevlendirileceği, MİT'in devreye girdiği gelen bilgiler arasında. Bu nasıl bir güvenlik zafiyetidir ki, bir terör grubunun elindeki askerimize 5 gün geçmesine rağmen ulaşılamamıştır. Yine nasıl bir devlet anlayışıdır ki, komşu bir devlete karşı girişilen terör eylemleri desteklenirken, ülkemizden rızası ile bu gruba katılmak isteyenlere engel olunamamaktadır? Hatırlanacaktır, Musul Konsolosluğumuzun basılması sonucu IŞİD'in rehin aldığı 49 konsolosluk görevlisi ile aile mensupları 101 gün sonra kurtarıldığında, "konsolosluk görevlileri, söz konusu örgütün Türkiye'nin elinde bulunan çok sayıda önemli isimle takas edildi" şeklinde haberler basına yansımıştı. Geldiğimiz terörle mücadele gündeminde 'çözüm süreci'nin muhatapları ile müzakere masasına oturan hükümet, askerimizi geri almak için IŞİD denilen uluslararası grupla pazarlık mı yapmalıdır?    Bu hadise terör meselesinde yeni bir döneme girildiğini göstermektedir.