Sözde Ermeni meselesi
Dönem dönem yazılarımızda, Türkiyenin iç siyasetine ABnin, dış politikasına ABDnin, ekonomisine IMF ve Dünya Bankasının, istihbaratına İsrailin yön verdiğinin altını çiziyoruz.Tespitimizin doğruluğunun sayısız örneğini de bu sütunlarda sizlerle paylaştık.AB tavsiye raporlarında, Kıbrısın, Heybeliada Ruhban Okulunun, Ege meselesinin, kıta sahanlığının gündem edildiğini görüyoruz.Türkiyenin tamamen iç sorunu olan ve hayatiyet taşıyan bu konular ABnin tavsiyeleri olarak her raporda yer almaktadır.Bu yol batının Türkiyeye müdahale şeklidir aslında. Ülkemizde dışarıya bağlı siyaset anlayışı devam ettiği sürece, müdahale de, masa başında alınması hesaplanan tavizlerin gündem edilmesi de bitmeyecektir.Her 24 Nisanda da aynı sıkıntıyı yaşamıyor muyuz?Sözde Ermeni soykırımına uğrayanları anma günü olarak kabul edilmiş 24 Nisan, 2005teki ilk onayın ardından pek çok ülke meclisinde kendine resmiyet bulmuştur.Bugün onlarca ülke meclisinde bu yalana vardır diyerek Türkiyeyi suçlu göstermektedir. Yetkililerimiz ise, neticesi Türkiyeden toprak ve tazminat talebi olacak bu tarihi suçlama karşısında çok yetersizdir.Yapılan en önemli etkinlik, 24 Nisanda gözünü ve kulağını Birleşik Devletlere çevirmek ve ABD başkanının konuşmasında soykırım ifadesine yer verip vermediğini takip etmektir.Bu sene Obamanın, soykırım yerine meds yeghern (büyük felaket) ifadesini tercih etmesi, yetkililerimiz arasında sevinç yaratmıştır.İçinde bulunduğumuz acı tablo Türk siyasetinin kendini ve haklı olduğu davayı savunamayacak bir bakış açıcında olduğunu gösteriyor.Bu öyle bir acziyettir ki, ölen Ermenileri anma adı altında yapılan etkinliklerde, Türk bayrakları yakılmış; bu vahamet karşısında yetkililerden resmi bir açıklama ya da kınama dahi gelmemiştir.Türk bayrağını yakma cesaretini, kim bilir belki de Türkiyede resmi kurumların adları önünden T.C. ifadesinin kaldırılmasından bulmuşlardır.Biz yapmadık dışında bir savunmamızın olmadığı sözde olayların, bu sene daha az gündem edilmesi de bir savunma vesilesidir.Ancak Ermeniler, sözde soykırımın 100. Yılı olacak 2015 senesinde, bu konuyu TBMMde kabul ettirmenin ve tazminatın hesabındalar.Dışarıya bağlı ve ram olunmuş siyaset anlayışı bir an evvel bırakılmazsa, 2015 Ermenilerin istediklerine ulaşma senesi olabilir.
Editörün Seçtikleri