Sıra size gelecek
Türkiye bir yandan ülkesindeki terör eylemleri ile uğraşırken, diğer taraftan Suriye’deki muhalif terör gücüne destek vermeye devam ediyor. Ancak dışarıdaki terörü desteklemek aynı kaynaktan beslenen ülkemizdeki terörü de körüklemektedir.
Türkiye’nin terörle mücadelede dünden çok daha iyi bir noktada olduğunu söylemek mevcut tabloda gerçekleri yansıtmamaktadır. Türkiye terör meselesini halletmiş bir ülke iken bugün ana haber bültenlerinin ilk sırasında rutin terör saldırılarına yer veren bir ülke haline getirilmiştir.
Dünyadaki hangi terörist hareketi ele alırsanız alın mutlaka dışarıdan desteklidir. Ülkemizdeki terör faaliyetleri de elbette ki dış bağlantılıdır.
Türkiye, Suriye, Irak ve İran’ın bir bölümünü içine alan Kürt devletinin kurulması esasında Kürtlerin menfaatine de olmayacaktır. Kürdistan’ın bir adım ilerisi Büyük İsrail’dir ve bugün kurulan Kürt devleti yarın İsrail’le birleştirilecektir.
Büyük İsrail için terörün tekrar hortlatıldığı Türkiye’nin, ne Kürt devletinden ne de Büyük İsrail’den zerre faydası yoktur. Öyleyse bu iki oluşuma bütünlüğümüzü ve asayişimizi tehlikeye atarak verilen destek ne içindir?
Suriye’nin toprak bütünlüğünün ülkemizin bütünlüğünün teminatı olduğunu sık sık dile getiriyoruz. İran Devrim Muhafızları Komutanı Firuzabadi de, İran’ın aynı çizgideki görüşlerini, “Suriye’de akan kandan Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan sorumlu; Türkiye’nin verdiği desteğin karşılığında sıra Türkiye’ye de gelecek” şeklinde açıkladı.
Bugün Türkiye, sınırlarındaki terör eylemlerini Silahlı Kuvvetleri ile sindirmeye çalışırken, başka bir ülkede terörün akıttığı kandan mesul tutulmaktadır. Uluslararası hukuka göre bir devletin diğer bir devletin iç işlerine karışmaya; hele hele iç savaşın yaşandığı bir sırada muhalifleri desteklemeye hakkı yoktur.
Ancak topyekun Batı, sırf Büyük İsrail’e hizmet için Esad’a karşı terör hareketinin arkasında yer almaktadır.
Sıranın bize geleceği malum bir planda Türkiye bu oyunu neden bozmamaktadır?
Mevcut tabloda yerimiz ABD’nin arka bahçesi olarak görülen Katar ve Suudi Arabistan’ın tarafı değil, işgalin karşısında duran ve Suriye’nin bütünlüğü için Esad’a destek veren İran ve Rusya’nın yanı olmalıdır.
İran ve Rusya, bizden daha istikrarlı ve güçlü olmalarına rağmen bölge dengeleri için Suriye’nin yanındadır. Ne hazindir ki, terörle boğuşan, ekonomisi çökmüş ve komşuları tarafından yalnız bırakılmış bir Türkiye sıranın kendine geldiğinde Suriye’nin gösterdiği dik duruşu sergileyemeyecektir.
Allah böyle bir akıbetten bizi muhafaza etsin…
Türkiye’nin terörle mücadelede dünden çok daha iyi bir noktada olduğunu söylemek mevcut tabloda gerçekleri yansıtmamaktadır. Türkiye terör meselesini halletmiş bir ülke iken bugün ana haber bültenlerinin ilk sırasında rutin terör saldırılarına yer veren bir ülke haline getirilmiştir.
Dünyadaki hangi terörist hareketi ele alırsanız alın mutlaka dışarıdan desteklidir. Ülkemizdeki terör faaliyetleri de elbette ki dış bağlantılıdır.
Türkiye, Suriye, Irak ve İran’ın bir bölümünü içine alan Kürt devletinin kurulması esasında Kürtlerin menfaatine de olmayacaktır. Kürdistan’ın bir adım ilerisi Büyük İsrail’dir ve bugün kurulan Kürt devleti yarın İsrail’le birleştirilecektir.
Büyük İsrail için terörün tekrar hortlatıldığı Türkiye’nin, ne Kürt devletinden ne de Büyük İsrail’den zerre faydası yoktur. Öyleyse bu iki oluşuma bütünlüğümüzü ve asayişimizi tehlikeye atarak verilen destek ne içindir?
Suriye’nin toprak bütünlüğünün ülkemizin bütünlüğünün teminatı olduğunu sık sık dile getiriyoruz. İran Devrim Muhafızları Komutanı Firuzabadi de, İran’ın aynı çizgideki görüşlerini, “Suriye’de akan kandan Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan sorumlu; Türkiye’nin verdiği desteğin karşılığında sıra Türkiye’ye de gelecek” şeklinde açıkladı.
Bugün Türkiye, sınırlarındaki terör eylemlerini Silahlı Kuvvetleri ile sindirmeye çalışırken, başka bir ülkede terörün akıttığı kandan mesul tutulmaktadır. Uluslararası hukuka göre bir devletin diğer bir devletin iç işlerine karışmaya; hele hele iç savaşın yaşandığı bir sırada muhalifleri desteklemeye hakkı yoktur.
Ancak topyekun Batı, sırf Büyük İsrail’e hizmet için Esad’a karşı terör hareketinin arkasında yer almaktadır.
Sıranın bize geleceği malum bir planda Türkiye bu oyunu neden bozmamaktadır?
Mevcut tabloda yerimiz ABD’nin arka bahçesi olarak görülen Katar ve Suudi Arabistan’ın tarafı değil, işgalin karşısında duran ve Suriye’nin bütünlüğü için Esad’a destek veren İran ve Rusya’nın yanı olmalıdır.
İran ve Rusya, bizden daha istikrarlı ve güçlü olmalarına rağmen bölge dengeleri için Suriye’nin yanındadır. Ne hazindir ki, terörle boğuşan, ekonomisi çökmüş ve komşuları tarafından yalnız bırakılmış bir Türkiye sıranın kendine geldiğinde Suriye’nin gösterdiği dik duruşu sergileyemeyecektir.
Allah böyle bir akıbetten bizi muhafaza etsin…
Editörün Seçtikleri