info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Sallanan Avrupa
20/03/2013 Köşe Yazısı 92
AB üyesi ülkeler arasında ekonomik krizin domino etkisi devam etmekte.
AB’nin lokomotifi Almanya’nın halkının birlikten çıkmayı konuştuğu günümüzde İtalya, Portekiz, İspanya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda ekonomileri zor günlerden geçiyor.
Ancak üyeleri arasında dağılmanın konuşulduğu Birlik özellikle Almanya’nın çabaları ile ayakta kalmaya çalışıyor. Birliğin devamının yolu ise, AB’nin yardım yapacağı ülkeleri adeta ele geçirmesi olarak şekillenmekte.
Hatırlanacaktır, kamu borçlarını ödeyemeyen Yunanistan’a Birlik tarafından yardım teklif edilmiş, karşılığında ekonomi yönetiminin AB’li yetkililere bırakılması istenmişti.
Bu duruma isyan eden halkın sokaklara dökülmesi bir işe yaramamış, hükümet idareyi AB ve IMF’ye devrederek yardımı kabul etmiştir.
Bugün de güney Kıbrıs’ın kurtarılma planı konuşuluyor.
Kurtarma paketinde AB’nin 10.5 milyar Euro destek vereceği Güney Kıbrıs da halkın bankalardaki mevduatlarından vergi alınması talep edilmektedir.
Banka vergisinden 5.6 milyar Euro’luk gelir elde edilmesi hesaplanmaktadır.
Kapitalizmin temeli olan bankaların kurtarılması üzerine kurulu planda, fatura yine halkın sırtınadır. Halk ağır vergiler altında ezilmektedir.
Kıbrıs Rum yönetiminin Rusya Devlet Başkanı Putin ile de görüşmesi bekleniyor.
Kıbrıs bankalarında yaklaşık 26 milyar Euro ile en fazla Rusların mevduatı bulunuyor. Banka vergisini kabul etmeyecek olanların paralarını bankalardan çekmeye başladığı Güney Kıbrıs’ta Ruslar da aynısını talep ederse, Güney Kıbrıs ekonomisi bir anda çökecektir.
Bugün Güney Kıbrıs’ta yaşanan kriz ortamı ve içinde bulunduğu yabancı para transferi tehlikesi Türkiye için de geçerlidir.
Türkiye’de bankacılık sektöründe bulunan yabancı paranın tamamı değil, bir kısmı dahi aynı anda ülkeyi terk etse, Türk ekonomisi allak bullak olacaktır.
Avrupa Birliği ülkelerinin birbirine yardım adı altında yaptıkları ortada… Önemli olan kapitalist düzenin hangi şartta olursa olsun devamıdır.
Halkların sokaklardaki isyanına aldırmadan yazılan acı reçeteler bundan başka bir şey değildir