Arap Baharı’ndan sonra menfaatleri buluştuğu için daha da yakınlaşan Rusya ve Çin, BM’de Suriye konusunda gösterdikleri ortak tavırdan sonra farklı konularda da birlikte hareket etme kararı aldılar.
Çin en büyük ticari ortağı olan Rusya ile geçtiğimiz günlerde “Deniz işbirliği-2012” adlı askeri deniz tatbikatını gerçekleştirdi.
Bu tatbikat ortak hava sahasını ve denizaltını savunma amaçlı olarak yapıldı.
Görünen o ki, Rusya ve Çin sadece ekonomik değil, savunma ve enerji konularında da beraber hareket edecekler.
ABD’nin Ortadoğu coğrafyasındaki işgal harekâtından sonra güçlenen bu işbirliği, eğer yanlarına kendileri gibi düşünen başka ülkeleri de alırlarsa, ABD’nin ve AB’nin karşısında yeni bir blok olacaktır.
Rusya Milli Ekonomi Modeli’nin projelerini uygulamaya başlamıştır. Ve ekonomisinde önemli gelişmeler kaydedilmektedir.
Çin’in ve yanında yer alacak diğer ülkelerin de bu modelden istifadesi ile kriz içindeki AB ekonomilerini de geride bırakacak önemli ekonomik adımlar atılabilir.
Esasen Türkiye de böyle bir birliktelikte yer alabilir.
Kaldı ki Türkiye, tarihten gelen misyonu ile Türk İslam coğrafyasında, Türk dünyasında ve Müslüman âleminde bir blok oluşturabilecek güce de sahiptir.
Ekonomik, siyasi ve askeri işbirlikleri yapabileceği koskoca bir dünya onu beklemektedir.
Ancak Türkiye, halen ABD adına hareket eden tavrından vazgeçmiş değil.
Rusya ve Çin, Libya liderinin linç edilmesine sessiz kalmış ancak bölgedeki gelişmelerin kendilerini de etkileyeceğini hesap ederek bundan sonraki süreçte ABD’nin karşısında net bir tavır ortaya koymuşlardır.
Türkiye ise, Rusya’dan ve Çin’den daha fazla kendisini ilgilendiren bu gelişmeleri halen görememektedir.
Türkiye halen, Batı’nın peşinden gitmektedir. Batı çöktükçe Türkiye de çökmeye mahkûmdur.