info@profdrhaydarbasenstitusu.org

İnançların mücadelesi ve kutuplaşmalar
01/08/2001 Köşe Yazısı 98
ABD'nin füze savunma sistemine, Rusya'nın, Ermenistan'a S300'ler yerleştirerek cevap verdiği biliniyor. The Washington Times Gazetesi'nin Amerikan istihbarat kaynaklarına dayanarak verdiği haberde, Rusya'nın balistik füze denemesi yaptığı ifade edildi. Bu durum Rusya'nın stratejik silahlar geliştirmeyi sürdürdüğünün bir işaretidir.

Burada üzerinde durulması gereken nükleer silah projelerini geliştirmeye devam eden ABD ve Rusya'nın birbirlerini gerçekten "ciddi" bir tehlike olarak görüp görmedikleridir. Soğuk savaş döneminde, dünyada yaşanan kutuplaşmanın başını çeken bu iki ülke, "aynı inancın ve medeniyetin" ortağı olmaları sebebiyle, yetmiş küsur yıllık bir aradan sonra bugün yine pek çok sahada işbirliği içindedirler. Rusya'nın füze denemelerinden "rahatsız" görünen ABD, Rusya'ya askerî bakımdan teknik yardım yapan, uzman gönderen ve akıl veren ülkelerin başında gelmektedir. Çeçen lider Dudayev'in çok hassas ve gelişmiş bir sistemle şehit edilmesi bu gerçeğin ispatı idi. Zira bir hayli modası geçmiş bir teknolojiye sahip olan Rus ordusunun Dudayev'in yerini uydudan tespit ederek, "son model" bir roket saldırısıyla vurması akıllara pek çok soru işareti getirmişti. ABD'ye göre Çeçenistan Rusya'nın bir parçasıydı. Dudayev'in öldürülmesinden kısa bir süre önce Rusya'yı ziyaret eden Clinton, "Abraham Lincoln, hiç kimsenin bizim birliğimizden ayrılmaya hakkı olmadığını göstermek için hayatını verdi" diyerek ABD'nin meseleye bakışını kesin bir çizgiyle ortaya koyuyordu.

ABD yönetimi füze savunma sistemini geliştirme maksadını "İran, Irak gibi ülkelerin uzun menzilli balistik füze geliştirerek ABD ve müttefiklerine tehdit oluşturması durumunda savunma gücü olarak kullanma" şeklinde açıklıyor. Bu açıklama büyük ölçüde doğrudur. Dünyanın "inançlar ve medeniyetler istikametinde bloklaşmalara gittiği" bir zaman diliminde, Rusya ve ABD zıt kutuplarda değil aynı saflarda yer alan iki ülkedir.

Bu noktada "ABD ve müttefikleri" ifadesinin de altını çizmek lazımdır. ABD'nin yakın müttefiki olan Türkiye'nin "farklı bir medeniyetin temsilcisi" olduğunu da hesaba katarak bu dostluğun samimiyet derecesi iyi tahlil edilmelidir. Amerika'nın füze kalkanına karşı burnumuzun dibine yerleştirilen s300'ler yarın bizim için ciddi bir tehdit unsuru oluşturabilir. Böyle bir durumda Ermeni soykırımı meselesinde dahi uluslararası arenada bize arka çıkmayan "Dost ve Müttefik" ABD'nin bizi topun ağzına atmayacağından nasıl emin olabiliriz?

Çeçenlere karşı Rusların, Filistinlilere karşı İsrail'in yanında yer alan bir ABD, yarın bize karşı, aynı medeniyet paydasında birleştiği şu veya bu ülkenin yanında yer alabilir.

Evet, tarih boyunca insanlık inançların mücadelesini vermiştir. Bugün de aynı mücadeleyi vermektedir. İnanç ve medeniyetler etrafındaki bloklaşmalar hızla artıyor, duvarlar yükseliyor. Böyle bir dünyada "harcanmamak" için ait olduğumuz medeniyet birliğinde başı çeken taraf olmalıyız.