Görünen köy kılavuz istemez-2
Dünkü yazımızda Paris'te yaşanan saldırının ardından dünya liderlerinin katıldığı yürüyüşü kaleme almıştık. Yürüyüş her ne kadar İslami terör grubunun gerçekleştirdiği iddia edilen bir eylemi kınamak için yapılmışsa da vahşetin İslam'la alakası olmadığının altını çizmiştik. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın yürüyüş öncesi liderleri kapıda karşılayan görüntülerinde Sayın Davutoğlu'na olan yaklaşımı dikkatimizi çekti.Diğer liderlere olan yakınlığı göremediğimiz karşılamada Hollande, arada bir mesafe olmasını ister gibi bir tavır takındı. Bir Türk vatandaşı olarak bu bizi düşündürmüştür. Devlet başkanları ile acısını paylaşan Hollande, sadece Davutoğlu'na bu tavrı göstermiştir.Gözlerden kaçmayan bu soğukluk, Batı'nın uzun süredir yazılı ve görsel basın organlarında Türkiye'yi 'terörü destekleyen ülke' ilan etmesi nedeniyledir.Hatta İslam âleminde dahi Esad Türkiye'yi BM'ye bu sebeple şikâyet etmiş; Mısır, Türkiye'nin İhvan-ı Müslimin'e silah ve mühimmat vermesini aynı nedenle deşifre etmiştir. Batılı devletler, Türkiye'ye "teröristleri destekliyorsunuz, siz de terörist devlet haline geliyorsunuz, bunları desteklemeyin" uyarısında bulunmaktadır.Hollande'ın tavrı bir manada, "Sizin desteklediğiniz örgütler bu eylemi yaptı, şimdi siz niye buradasınız" hatırlatmasıdır. Yürüyüşten sonra Almanya'ya geçen Davutoğlu'na, basın toplantısında yöneltilen soru da bu görüşümüzün haklılığını ortaya koymaktadır.Toplantıda Charlie Hebdo saldırısının iki failinden birinin eşi olarak tanıtılan bayan teröristin Türkiye'den geçerek Suriye'ye savaşmaya gittiği Davutoğlu'na hatırlatılmıştır. Salı günü yaşanan terör eyleminin İslam'la alakası yoktur.Siz hem cinayeti büyük bir soğukkanlılıkla ve profesyonellikle işleyeceksiniz, hem de kaçarken arabada pasaportunuzu unutarak etrafa 'bunu ben yaptım' diye izler bırakacaksınız.Cinayeti işleyen ve işletenler; dünyanın para dengesini bozmakta olan Rusya'nın tarafına geçmeye çalışan Fransa'ya ikazda bulunan güç sahipleridir.Onun için Hollande, 'hadisenin Müslümanlarla alakası yok' demiştir. Davutoğlu'na gösterdiği tavırsa, terörü besleyen Türk siyasetinedir. Halbuki Türk siyaseti bizim görüşümüz olan, "bu saldırı siyasi ve iktisadi manada Fransa'yı bir yöne çekmek isteyen güç sahiplerinin oyunudur. Kendi güçlerini kaybetmemek için böyle bir oyuna başvurmuşlardır" öngörüsüne sahip çıkmış olsalardı; hükümet böyle bir tavra ve tutuma da maruz kalmayacaktı. Dünyada ne kadar savaş ve işgal harekâtı olsa da, asıl neden inançların mücadelesidir?Halen, "Bizi AB'ye almış olsaydınız, her şey çok güzel olacaktı" temennilerinde bulunanlar, Avrupa'nın her adımında temel ölçüsü olan bu inanç farklılığını artık görmelidir.
Editörün Seçtikleri