Diyanet İşleri ve diyalog
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kazakistan’da katıldığı bir programda, dinlerarası diyalog konusunda önemli açıklamalarda bulunmuştur.
Sayın Görmez, dinler arasında diyalog olmayacağını, ancak din adamları arasında çevre, barış vs. konularda fikir alışverişinden kaynaklanan bir diyalogun söz konusu olabileceğini vurgulamıştır.
Bilinmektedir ki, dinlerarası diyalog Vatikan’a ait bir projedir. Vatikan diyalogun ne olduğunu şöyle açıklamaktadır:
“Dinlerarası diyalog, kilisenin bütün insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır.”
Ve diyalog ile yapılan Hıristiyanlığın anlatılmasıdır.
2000 senesine girişle beraber, diyalog çalışmaları Asya kıtasında yoğunlaşmıştır.
Diyalog sürecinde bugüne kadar binlerce Müslüman kardeşimiz din değiştirmiştir.
Sayın Başkan’ın konuk olduğu Kazakistan’da misyonerlik faaliyetleri ile din değiştiren, vaftiz olan binlerce kişi zaman zaman ekranlara yansımaktadır.
Yine bu faaliyetlerden sonra ülkemizde on binlerce kilise evi açılmış, hatta “Allah katında tek din İslam’dır” ayeti Cuma hutbelerinden çıkarılmıştır.
Biz, Sayın Başkan’ın dinler arasında diyalogun olmayacağı konusundaki ikazının bu gelişmelerin önüne geçilmesine de vesile olacağına inanıyoruz.
Sayın Görmez İslam itikadının doğru anlaşılması ve hayata geçirilmesi konusundaki çalışmaları ile bizce en duyarlı Diyanet İşleri Başkanı’mızdır.
Geçen Hac döneminde Diyanet’in Arafat çadırında ilk defa şahit olduğumuz salâvat, tekbir ve zikir nidaları ve de Vakfe duaları kendisinin teşviki ile gerçekleşmiştir.
Yine, camilerde namazlardan sonra mihrabiye okunmasını veya Resulullah’ın (sav) asr-ı saadetlerinde örneklerini gördüğümüz şekli ile namaz sonrası zikirlerin cemaate tavsiyesi de Sayın Başkan döneminde hayata geçirilen ve takdir ettiğimiz faaliyetlerdir.
Sayın Görmez’in dinler arasında diyalog olmaz açıklaması, milli bütünlüğümüzü de katkı sağlayacak bir hassasiyettir.
Zira dinlerarası diyalog, İslam coğrafyasında, “ben Hıristiyan’ım” diyen Müslümanlar oluşturma projesidir.
Bu projenin ikinci adımı, Türkiye örneğinden yola çıkarsak “senin aslın da zaten Türk değildir” noktasına vatandaşların taşınmasıdır.
Yani diyalog, ileride gerçekleşecek işgale hazırlıktan başka bir şey değildir.
Dinler arasında diyalogun olmadığını vurgulamak, milli bütünlüğe de katkıdır.
Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez’in çalışmalarının hayırla devam etmesini diliyoruz.
Allah yar ve yardımcısı olsun.
Sayın Görmez, dinler arasında diyalog olmayacağını, ancak din adamları arasında çevre, barış vs. konularda fikir alışverişinden kaynaklanan bir diyalogun söz konusu olabileceğini vurgulamıştır.
Bilinmektedir ki, dinlerarası diyalog Vatikan’a ait bir projedir. Vatikan diyalogun ne olduğunu şöyle açıklamaktadır:
“Dinlerarası diyalog, kilisenin bütün insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır.”
Ve diyalog ile yapılan Hıristiyanlığın anlatılmasıdır.
2000 senesine girişle beraber, diyalog çalışmaları Asya kıtasında yoğunlaşmıştır.
Diyalog sürecinde bugüne kadar binlerce Müslüman kardeşimiz din değiştirmiştir.
Sayın Başkan’ın konuk olduğu Kazakistan’da misyonerlik faaliyetleri ile din değiştiren, vaftiz olan binlerce kişi zaman zaman ekranlara yansımaktadır.
Yine bu faaliyetlerden sonra ülkemizde on binlerce kilise evi açılmış, hatta “Allah katında tek din İslam’dır” ayeti Cuma hutbelerinden çıkarılmıştır.
Biz, Sayın Başkan’ın dinler arasında diyalogun olmayacağı konusundaki ikazının bu gelişmelerin önüne geçilmesine de vesile olacağına inanıyoruz.
Sayın Görmez İslam itikadının doğru anlaşılması ve hayata geçirilmesi konusundaki çalışmaları ile bizce en duyarlı Diyanet İşleri Başkanı’mızdır.
Geçen Hac döneminde Diyanet’in Arafat çadırında ilk defa şahit olduğumuz salâvat, tekbir ve zikir nidaları ve de Vakfe duaları kendisinin teşviki ile gerçekleşmiştir.
Yine, camilerde namazlardan sonra mihrabiye okunmasını veya Resulullah’ın (sav) asr-ı saadetlerinde örneklerini gördüğümüz şekli ile namaz sonrası zikirlerin cemaate tavsiyesi de Sayın Başkan döneminde hayata geçirilen ve takdir ettiğimiz faaliyetlerdir.
Sayın Görmez’in dinler arasında diyalog olmaz açıklaması, milli bütünlüğümüzü de katkı sağlayacak bir hassasiyettir.
Zira dinlerarası diyalog, İslam coğrafyasında, “ben Hıristiyan’ım” diyen Müslümanlar oluşturma projesidir.
Bu projenin ikinci adımı, Türkiye örneğinden yola çıkarsak “senin aslın da zaten Türk değildir” noktasına vatandaşların taşınmasıdır.
Yani diyalog, ileride gerçekleşecek işgale hazırlıktan başka bir şey değildir.
Dinler arasında diyalogun olmadığını vurgulamak, milli bütünlüğe de katkıdır.
Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez’in çalışmalarının hayırla devam etmesini diliyoruz.
Allah yar ve yardımcısı olsun.
Editörün Seçtikleri