info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Dış politikada telafisi olmayan yanlışlar
04/06/2014 Köşe Yazısı 98
AB'deki dağılma süreci süratle gün yüzüne çıkmakta. Alman Der Spiegel dergisinin haberine göre, İngiltere Başbakanı Cameron, Jean-Claude Junker'in AB Komisyon Başkanı olması halinde ülkesinin Avrupa Birliği'nden ayrılacağı tehdidinde bulundu.  Görünen o ki, halkların çağrısını dinleyen Birlik üyesi ülkelerin devlet başkanları da ayrılığın bahanelerini aramaya başladı. Türkiye'de ise AB sevdası aynı çizgide devam ediyor. AB serüveninde Batılı devlet adamlarının ağzından "Bir Hıristiyan birliği olan AB'ye Müslüman Türkiye'yi alamayız" söylemleri duyulsa da, yarım asrı geçen süredir değişen bir şey olmadı. Bu sevdanın, ülkemiz üzerinden devam eden pek çok tavizin ve menfaatin bahanesi haline geldiği ise bilinen bir hakikattir. Günümüzde Türk dış politikası, devletin ve milletin menfaatlerinden çok uzak bir hal almış durumdadır. Bunun başka bir örneğini Irak politikamızda görüyoruz. Irak merkezi yönetimin tüm diretmesine rağmen Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimle petrol alışverişi konusunda anlaşan Türkiye ciddi bir darbe aldı. Siz hem Irak'ın bütünlüğü üzerinde hesabı olanlarla işbirliği yapacaksınız, bunun için asıl devleti karşınıza alacaksınız, hem de o alışverişin kârını bekleyeceksiniz. Üstelik bölgesel yönetimin kimseden saklamadığı bir Güneydoğu projesi de ortadayken. Bugün topraklarında barındığı devlete ihanet edenlerin yarın size aynısını yapmayacağının garantisi olamaz. Ceyhan'dan yüklemesi yapılan 1 milyon varilin üzerindeki Kuzey Irak petrolü, alıcılar vazgeçince Türkiye'nin elinde kalmıştır. İhale sonucunda İtalya ve Almanya'ya gönderilmesi kararlaştırılan petrol hakkında Bağdat yönetimi onayı olmayan bu satış konusunda 'hırsızlık' demiş, Türkiye'yi uluslararası tahkimde dava edeceğini duyurmuştu. Son dönemde diğer ülkelerin çıkarlarını ve ülke bütünlüklerini hiçe sayan yanlış dış politika hamleleri Türkiye'yi sıklıkla uluslararası arenada zora sokmaktadır. Suriye'de meşru Esad yönetimine karşı direnen El Kaide bağlantılı örgütlere mühimmat ve lojistik desteği verdiği yabancı basında yer alan Türkiye'yi Suriye hükümeti de şikayet etmişti. Dünya yeni bir düzenin peşinde? Barışın, insan haklarının, özgürlüklere saygının derdinde. Ve en önemlisi işgale ve sömürüye artık, işgal ve sömürü yapanlar dahi 'dur' diyor.      Kapitalist düzenin temsilcileri, haddi aşan Türkiye'yi reddetmeye başladılar. Türkiye bir an evvel gidişatındaki bu hezimeti görerek milli ve menfaatleri istikametindeki politikalara dönmek zorundadır.   
Editörün Seçtikleri