info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Çiftçinin hali
11/12/2013 Köşe Yazısı 117
Dicle Elektrik Dağıtım Şirketi, Güneydoğu bölgesindeki 1.4 milyar liraya ulaşan alacaklarının tahsili için harekete geçti. Ektiği para etmeyen tarım çiftçisi, elinde avucunda ne varsa yitirmiş durumda. AB'ye uyum çerçevesinde Avrupa'nın tarım ürünlerine pazar olmak zorunda bırakılan Türkiye'de çiftçi kaderine terk edilen meslek gruplarının başındadır. Türkiye sosyal devletten uzak, insanının iş ve aş problemini çözemeyen ve maalesef yabancı ülkelerin açık pazarı olan bir ülke haline getirilmiştir. Özelleştirmeler de yine AB Muktesabatı'nda tavsiye edilenler arasında yer almaktadır. Özelleştirme, en stratejik alanlarda devletin devreden çıkması demektir. Tarımda, sanayide zorunlu olan elektrik yani enerji konusu stratejik öneme haiz olmasına rağmen, devletin elini çektiği sahalardan biridir. Hal böyle olunca hem ciddi bir gelir kapısı kapanmış, hem de vatandaşımız şirketlerin vicdanına terk edilmiştir. Bugün Türkiye elektriği, doğalgazı, petrolü dünyada en pahalı kullanan, vatandaşına sunan ülkedir. Üstelik sahip olduğu yer altı kaynakları devreye konulsa ülkemiz, insanının sağlık, eğitim vesaire temel ihtiyaçlarını bedava temin edebilecek bir potansiyele sahiptir. Çiftçilerimiz için, tarım alanlarını sulama yapabilme uğruna kaçak elektrik kullandıkları iddiası da vardır. Türk tarihi uzmanı Leon Cahun Türklerdeki liderlik konusunda şunları yazmıştı: "Eğer hakan yurttaşlarının gelirini sağlayamayacak hale gelirse, onlara izin verir. Onlar da gelip nafakalarını başka bir hakanın kapısında ararlar."  Son Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti'nde açlık, sefalet, işsizlik bir yana geçim derdi vatandaşı kaçakçılığa ve bir nevi hırsızlığa itmektedir. Bu acı tablo, yöneticilere siyasi bir mesuliyetin yanı sıra ahret vebali de getirecektir. Ancak bu vebalde yöneticiler kadar onları iktidara taşıyan, memnun olmadığını her fırsatta dile getirmesine rağmen tekrar iktidara taşıyan çiftçinin de payı olacağı muhakkaktır.