info@profdrhaydarbasenstitusu.org

Bundan sonraki tepki sandıkta verilmelidir
16/06/2013 Köşe Yazısı 87
Dün Taksim'e yapılan müdahale ile Türkiye'nin aydınlık yüzü bir anda karanlığa gömüldü. Oysa Hükümete karşı olmalarına rağmen devlet aleyhine tek slogan atmayan, güvenlik güçleri ile problemi olmayan gençlik, yasal sınırlar içinde hak aramanın saygın örneklerinden birini vermişlerdi. Keşke akşamki müdahale de olmasaydı. Keşke Başbakan şarkılar eşliğinde devam eden, çay içilen, sohbet edilen eylemlerden korkmasaydı. Keşke biber gazı ve tazyikli su ile susturmaya çalıştığı gençlerin de birer birey olduğunu unutmasa idi. Keşke, “Haklısınız, Gezi Parkı’na dokunmayacağız” diyebilse idi. Keşke olayların son günlerinde başbakanlıkta topladığı artistlerin yerine Taksim Meydanı’ndaki, Gezi Parkı'ndaki gençlerin yanına kendisi gitseydi, onlara hal hatır sorsa idi. İşte o zaman, herkesin Başbakanı olur, kaybettiği prestijini ve halk desteğini tazeleyerek bu olayları atlatırdı. Ancak ‘keşke’leri konuşmak için geç kaldık. Sabaha kadar süren müdahale ile artık Gezi Parkı'ndaki gençlerden eser kalmadı. Peki, eylem yeri temizlenip, eylemciler dağıtılınca eylem sebebi ortadan kalktı mı? Hayır. Tam tersine öfkesi büyüyen kalabalığa dönüştü. Sevgili gençler! Demokratik hak arama mücadeleniz, hukuksuz bir hal almamalıdır. Demokrasinin gereği verdiğiniz tepki hükümete ulaşmıştır. Onları bayraklarınız, okuduğunuz marşlar, dik duruşunuz ve tüm tahriklere rağmen taşkınlık çıkarmayan oto kontrolünüz ile mağlup ettiniz. Öyle ki, iktidar sizin parkta oturma eyleminize karşılık il il gezerek mitingler düzenleme kararı aldı.  "Taksim’deki gençlerin değil, bizim sözümüz geçer" demenin derdine düştü. İktidarı bu telaşa, sizler soktunuz. Bundan ötesine geçmeye gerek yok. Bundan ötesi için hakkınızı arayacağınız yer sandıktır. Türkiye, yaşadığı bu demokrasi ayıbı ile seçim sathına girmiştir. Yapılacak iş, beğenmediklerinizi neden beğenmediğinizi düşünmektir. Yapılacak iş, şikâyet ettiklerinizi düzeltecek olanı aramaktır.Gezi Parkı süreci göstermiştir ki, 21. yüzyılın Türk Gençliği, Ata'nın "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" mesajını almıştır. O asil kan, doğruyu eğriden ayırma ferasetidir.