Türkiye’de uzun süredir ilk sırada yer alan terör gündemi yerini akil insanların toplantı notlarına bıraktı.
İl il gezerek kendilerine belirlenen bölgelerde halka akıl dağıtan akiller bekledikleri ilgiyi görmüyor.
Anketlerde barış istiyor musunuz sorusuna ‘evet’ diyen yüzde 90’ların, Öcalan’la görüşmelere devam edilsin mi sorusuna verdikleri yüzde 30’larda kalan ‘evet’ cevabı, aslında akillerin karşılaşacakları manzarayı da göstermekte idi.
Şehit ailelerini ziyarete kadar varan terörle müzakere süreci bu noktaya bir anda gelmedi.
Türk halkına suyun içindeki kurbağa misali yavaş yavaş alıştırılan gelişmeler malum, önce her akşam ana haber bültenlerine yansıyan şehit cenazeleri ile başlamıştı.
Daha sonra İmralı mektup teatisi basına sızdırıldı, kanın durması için her şeyi göze alırız yaklaşımı halka kabul ettirilmeye çalışıldı.
Bugün ise İmralı muhatap, kandil fikri alınan taraf…
Kısaca, AKP hükümeti milletin gözüne baka baka terörü meşrulaştırmış, muhatap yapmıştır.
Öyle ki, Sayın Başbakan’ın kendi başına af ettiği binlerce şahıs, sınır ötesine geçişin hazırlığı içindedir.
Tamamı basının gözü önünde gerçekleşen bu süreç, bizce bölücü örgütün dahi hayal ettiğinin ötesinde bir hukuk zemininde gerçekleşmektedir.
Yapılanların izahı olamayacaktır.
Ülkemizde bu gelişmeler yaşanırken, AKP Suriye’de terörist olarak ifade ettiği meşru hükümetle uğraşmayı da ihmal etmemektedir.
Üstelik Suriye’nin bütünlüğüne kast eden gerçek terörü destekleyerek.
Suriye’nin gerçek dostları konusunda açıklama yapan Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Suriye’nin Dostları Grubu’nun, meşru hükümetin ve Suriye halkının değil, muhaliflerin dostu olduğunu açıkladı.
Enteresandır, Türkiye’de terörle masaya oturan AKP, Rusya’nın ifade ettiği Suriye’de kan akıtan bölücü muhaliflere destek veriyor.
Bu siyasette bir terslik yok mu sizce?