Batının sömürge anlayışında dinin fonksiyonu
Gelişmekte olan ülkeleri çağa uydurma bahanesiyle ekonomik, siyasi, kültürel vs. topyekün her sahada asimile ederek modern sömürgeleri haline getiren Batı, tarih boyunca aynı gaye için, dinini basamak olarak kullanmıştı.
Bir haç'ın etrafında kenetlenen devletlerin coğrafi keşif adıyla gerçekleştirdikleri sömürgecilik faaliyetleri, Afrika içlerinde, Asya'da yapılan işgaller, Haçlı seferleri bu birlikteliğin neticeleriydi.
Dine dayalı ittifakların günümüz versiyon ise AB'dir.
Tarihten bugüne, inanç etrafında birleşen Batının, dünya üzerinde Hıristiyanlığı tek din haline getirmek görünüşteki gayesi olsa da, esas hedefi bir ülkeye egemen olmak yani iktisadi çıkar sağlamaktır.
Misyonerlik olarak bilinen Hıristiyanlık unsurlarını yayma faaliyetleri bugün de büyük bir hızla devam etmektedir. Zira, küreselleşme yalanının arkasında da Hıristiyan dininin en medeni ve gelişmelere en açık kültürün temeli olduğu vurgulanarak yine aynı taktik izlenmektedir.
Bu dine mensup olmadan ilerlemenin mümkün olamayacağı halklara işlenmektedir. Teknikte, bilimde, sanayide her sahada gelişen Batı, bu gelişmenin temel sebebi olarak dinlerini göstererek, tüm dünyayı Hıristiyan yapma, tek elde toplama hevesindedir. Çünkü din, devletlerin en temel birlik harcıdır.
"Son dönem misyonerlerin kullandığı metodlardan birisi, Charles de Faucould'un 'Hıristiyanlaştırmadan önce medenileştirmeli' düsturudur. Hıristiyan misyonerliği bir çok durumda zorlayıcı dünyevi imkanları elinde bulundurarak ekonomik ve kültürel yoksullukları istismar etmek suretiyle bir nevi zorla Hıristiyanlaştırma faaliyeti göstermektedir" (Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, Prof. Dr. Haydar Baş. sy. 55).
Bugün misyonerlik çalışmalarının yoğun olarak yapıldığı Azerbaycan'da yukarıdaki metod izlenmektedir.
Kafkas Müslümanları Dini İdaresi Başkan Yardımcısı Hacı Sabir yaptığı açıklamada; halkın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları dile getirilerek, Hıristiyanlaştırma faaliyetlerinin yapıldığını, Ermeni lobisinin destek çıktığı bu projelerle, 2002 yılına kadar halkın % 20'sini Hıristiyanlaştırmayı amaçladıklarını açıklamıştır. Azeri ordusunun üzerinde de aynı maksatlı büyük bir baskı olduğunu söyleyen Sabir, misyonerlerin yabancı devletlerin desteğiyle ülkede bir siyasi parti kurdurma gayretlerini de anlatmıştır.
Daha çok, genç kesimin hedef alındığı faaliyetlerde, şu ana kadar yaklaşık 12 bin Azerbaycan vatandaşı Hıristiyanlığı kabul etmiştir.
Benzer bir örnek de Afganistan'da yaşanmaktadır. Son zamanlarda, merkezi Almanya'da bulunan yardım kuruluşu, "Shelter Now International" için çalışan 16 Afgan vatandaşının Müslüman Afganları din değiştirmeye davet ettiği tespit edildi.
Ayrıca, Hükümet 4'ü Alman, 2'si Amerikalı, 2'si Avustralyalı toplam 8 kişinin Hıristiyanlık propagandası yaptıklarının saptandığı için sınırdışı edilmeleri yönünde karar aldı.
Görüldüğü gibi bu faaliyetler bütünlüğü sarsılmış sorunlu ülkelerde daha fazladır. Afganistan Ruslarla, Azerbaycan Ermenistan'la toprak savaşındadır. Milli bütünlüğün dini bütünlükten geçtiğini gören Batı, savaşarak elde edemediği zaferi, dinini kullanarak alma uğraşındadır.
Benzer faaliyetler, bağımsızlığına yakın zamanda kavuşmuş Türkî Cumhuriyetlerin hemen hepsinde mevcuttur.
Ülkemizde de misyonerlik çalışmaları farklı adlar altında son sürat devam etmektedir.
Yarın: Ülkemizdeki faaliyetler
Bir haç'ın etrafında kenetlenen devletlerin coğrafi keşif adıyla gerçekleştirdikleri sömürgecilik faaliyetleri, Afrika içlerinde, Asya'da yapılan işgaller, Haçlı seferleri bu birlikteliğin neticeleriydi.
Dine dayalı ittifakların günümüz versiyon ise AB'dir.
Tarihten bugüne, inanç etrafında birleşen Batının, dünya üzerinde Hıristiyanlığı tek din haline getirmek görünüşteki gayesi olsa da, esas hedefi bir ülkeye egemen olmak yani iktisadi çıkar sağlamaktır.
Misyonerlik olarak bilinen Hıristiyanlık unsurlarını yayma faaliyetleri bugün de büyük bir hızla devam etmektedir. Zira, küreselleşme yalanının arkasında da Hıristiyan dininin en medeni ve gelişmelere en açık kültürün temeli olduğu vurgulanarak yine aynı taktik izlenmektedir.
Bu dine mensup olmadan ilerlemenin mümkün olamayacağı halklara işlenmektedir. Teknikte, bilimde, sanayide her sahada gelişen Batı, bu gelişmenin temel sebebi olarak dinlerini göstererek, tüm dünyayı Hıristiyan yapma, tek elde toplama hevesindedir. Çünkü din, devletlerin en temel birlik harcıdır.
"Son dönem misyonerlerin kullandığı metodlardan birisi, Charles de Faucould'un 'Hıristiyanlaştırmadan önce medenileştirmeli' düsturudur. Hıristiyan misyonerliği bir çok durumda zorlayıcı dünyevi imkanları elinde bulundurarak ekonomik ve kültürel yoksullukları istismar etmek suretiyle bir nevi zorla Hıristiyanlaştırma faaliyeti göstermektedir" (Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, Prof. Dr. Haydar Baş. sy. 55).
Bugün misyonerlik çalışmalarının yoğun olarak yapıldığı Azerbaycan'da yukarıdaki metod izlenmektedir.
Kafkas Müslümanları Dini İdaresi Başkan Yardımcısı Hacı Sabir yaptığı açıklamada; halkın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları dile getirilerek, Hıristiyanlaştırma faaliyetlerinin yapıldığını, Ermeni lobisinin destek çıktığı bu projelerle, 2002 yılına kadar halkın % 20'sini Hıristiyanlaştırmayı amaçladıklarını açıklamıştır. Azeri ordusunun üzerinde de aynı maksatlı büyük bir baskı olduğunu söyleyen Sabir, misyonerlerin yabancı devletlerin desteğiyle ülkede bir siyasi parti kurdurma gayretlerini de anlatmıştır.
Daha çok, genç kesimin hedef alındığı faaliyetlerde, şu ana kadar yaklaşık 12 bin Azerbaycan vatandaşı Hıristiyanlığı kabul etmiştir.
Benzer bir örnek de Afganistan'da yaşanmaktadır. Son zamanlarda, merkezi Almanya'da bulunan yardım kuruluşu, "Shelter Now International" için çalışan 16 Afgan vatandaşının Müslüman Afganları din değiştirmeye davet ettiği tespit edildi.
Ayrıca, Hükümet 4'ü Alman, 2'si Amerikalı, 2'si Avustralyalı toplam 8 kişinin Hıristiyanlık propagandası yaptıklarının saptandığı için sınırdışı edilmeleri yönünde karar aldı.
Görüldüğü gibi bu faaliyetler bütünlüğü sarsılmış sorunlu ülkelerde daha fazladır. Afganistan Ruslarla, Azerbaycan Ermenistan'la toprak savaşındadır. Milli bütünlüğün dini bütünlükten geçtiğini gören Batı, savaşarak elde edemediği zaferi, dinini kullanarak alma uğraşındadır.
Benzer faaliyetler, bağımsızlığına yakın zamanda kavuşmuş Türkî Cumhuriyetlerin hemen hepsinde mevcuttur.
Ülkemizde de misyonerlik çalışmaları farklı adlar altında son sürat devam etmektedir.
Yarın: Ülkemizdeki faaliyetler
Editörün Seçtikleri