Batının değişmeyen oyunu
Libya “demokrasi getiriliyor” gerekçesi ile işgal edildikten sonra şimdi de bölünmeye başladı.
Aşiret liderleri ve milis komutanlar Libya’da özerklik ilan ettiler. Gerekçe olarak hükümetin yıllarca kendilerini ihmal ettiği gösterildi.
Devletin en büyük petrol şirketinin bulunduğu Sirenayka denilen bu bölge Libya petrollerinin çoğunu barındıran topraklara sahiptir.
Libya halkı, özerklik ilanının “parçalanma” anlamına geldiğinin farkındadır. Çünkü meydanlarda bu ilana tepki sesleri yükseliyor.
Bir yıl öncesine kadar refah, huzur ve birlik içinde yaşayan Libyalılar Batının oyununa geldiklerini geç de olsa anlamaya başladılar.
Aslında yapılanlar ilk defa uygulanan bir proje değil. “Böl - parçala - yut” oyununun sayısız örnekleri mevcut.
Malzemeler ise hep aynıdır. Etnik çeşitliliğin bir kavga unsuru olarak kullanılması veya Şii -Sünni karşıtlığının gündem edilmesi ülkelerde iç karışıklığın çıkarılmasına yeterli olmaktadır.
Hatırlanacaktır, Yugoslavya parçalanmış ve 7 küçük devlet bağımsızlık ilan etmişti.
2001 senesinde ilk askeri müdahalenin gerçekleştirildiği Afganistan, dünyada etnik çeşitliliğin en fazla görüldüğü ülkelerden biridir. Özbekler ve Tacikler ile Peştunlar arasında çıkabilecek bir sorun veya ülkedeki Şiiler etnik çatışmaların bahanesidir.
Şu anda halen işgal altında sayılabilecek Afganistan’da dönem dönem bunlar arasında olaylar çıkarılmakta, ülkede birliğin temin edilmesine engel olunmaktadır.
2003 müdahalesinden sonra Irak’ın da üç bölgeye ayrıldığı görülmektedir. Şiilerin bulunduğu bir bölge, kuzeyde Kürtlere ayrılan coğrafya ve ortada Sünnilerin yer aldığı kısım.
Ve Irak bugünlerde ABD oyunu Şii - Sünni meselesi ile uğraşıyor.
Libya’da işgalin üzerinden çok geçmeden petrol rezervlerinin olduğu bölümde bir ayrılık hareketi başlamıştır.
Bu durum yabancı petrol şirketlerini de sevindirmektedir.
BOP’un ana gayesinin zengin rezervlere ulaşmak olduğunu her zaman hatırlatıyoruz. Libya örneği de bunu desteklemektedir.
Libya petrolleri şu anda geçici yönetimin elindedir. İtalya ve Fransa, şirketleri aracılığı ile petrolün başındadır.
Petrol meselesi devlet idaresinden çıkarıldığı halde bununla da yetinilmemiş ve petrol bölgesi ülkeden de ayrılmıştır.
Bu belki de petrollerin kontrolünü elinde tutan İtalya ve Fransa’ya karşı bir ABD oyunu olarak da değerlendirilebilir.
Özerklik ilanı veya federasyon benzeri bir yolla içte birliğin sona erdirilmesi ya da etnik ayrımcılık oyununa gelerek halkın isyan etmesi hep batının işine gelmektedir.
Burada Türkiye’nin de yeni anayasa ile benzer uygulamaları düşündüğüne dikkat çekmek gerekir.
Parçalanmanın önünü açabilecek, yerel yönetimlere geniş yetkilerin verileceği düzenlemeler devlet ve millet bütünlüğü açısından son derece tehlikelidir.
Önümüzde acı örnekleri olan ülkelerin uygulamaları ortadadır.
Devlet - Millet bütünlüğünü zedeleyebilecek icraatlardan kaçınmak, genç Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası ve uzun süreli devamı için şarttır.
Aşiret liderleri ve milis komutanlar Libya’da özerklik ilan ettiler. Gerekçe olarak hükümetin yıllarca kendilerini ihmal ettiği gösterildi.
Devletin en büyük petrol şirketinin bulunduğu Sirenayka denilen bu bölge Libya petrollerinin çoğunu barındıran topraklara sahiptir.
Libya halkı, özerklik ilanının “parçalanma” anlamına geldiğinin farkındadır. Çünkü meydanlarda bu ilana tepki sesleri yükseliyor.
Bir yıl öncesine kadar refah, huzur ve birlik içinde yaşayan Libyalılar Batının oyununa geldiklerini geç de olsa anlamaya başladılar.
Aslında yapılanlar ilk defa uygulanan bir proje değil. “Böl - parçala - yut” oyununun sayısız örnekleri mevcut.
Malzemeler ise hep aynıdır. Etnik çeşitliliğin bir kavga unsuru olarak kullanılması veya Şii -Sünni karşıtlığının gündem edilmesi ülkelerde iç karışıklığın çıkarılmasına yeterli olmaktadır.
Hatırlanacaktır, Yugoslavya parçalanmış ve 7 küçük devlet bağımsızlık ilan etmişti.
2001 senesinde ilk askeri müdahalenin gerçekleştirildiği Afganistan, dünyada etnik çeşitliliğin en fazla görüldüğü ülkelerden biridir. Özbekler ve Tacikler ile Peştunlar arasında çıkabilecek bir sorun veya ülkedeki Şiiler etnik çatışmaların bahanesidir.
Şu anda halen işgal altında sayılabilecek Afganistan’da dönem dönem bunlar arasında olaylar çıkarılmakta, ülkede birliğin temin edilmesine engel olunmaktadır.
2003 müdahalesinden sonra Irak’ın da üç bölgeye ayrıldığı görülmektedir. Şiilerin bulunduğu bir bölge, kuzeyde Kürtlere ayrılan coğrafya ve ortada Sünnilerin yer aldığı kısım.
Ve Irak bugünlerde ABD oyunu Şii - Sünni meselesi ile uğraşıyor.
Libya’da işgalin üzerinden çok geçmeden petrol rezervlerinin olduğu bölümde bir ayrılık hareketi başlamıştır.
Bu durum yabancı petrol şirketlerini de sevindirmektedir.
BOP’un ana gayesinin zengin rezervlere ulaşmak olduğunu her zaman hatırlatıyoruz. Libya örneği de bunu desteklemektedir.
Libya petrolleri şu anda geçici yönetimin elindedir. İtalya ve Fransa, şirketleri aracılığı ile petrolün başındadır.
Petrol meselesi devlet idaresinden çıkarıldığı halde bununla da yetinilmemiş ve petrol bölgesi ülkeden de ayrılmıştır.
Bu belki de petrollerin kontrolünü elinde tutan İtalya ve Fransa’ya karşı bir ABD oyunu olarak da değerlendirilebilir.
Özerklik ilanı veya federasyon benzeri bir yolla içte birliğin sona erdirilmesi ya da etnik ayrımcılık oyununa gelerek halkın isyan etmesi hep batının işine gelmektedir.
Burada Türkiye’nin de yeni anayasa ile benzer uygulamaları düşündüğüne dikkat çekmek gerekir.
Parçalanmanın önünü açabilecek, yerel yönetimlere geniş yetkilerin verileceği düzenlemeler devlet ve millet bütünlüğü açısından son derece tehlikelidir.
Önümüzde acı örnekleri olan ülkelerin uygulamaları ortadadır.
Devlet - Millet bütünlüğünü zedeleyebilecek icraatlardan kaçınmak, genç Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası ve uzun süreli devamı için şarttır.
Editörün Seçtikleri