Allah'ın rızası barıştadır
Birkaç gün önce IŞİD'in 10 yaşındaki bir çocuğa, İsrail ajanı olduğu iddia edilen bir kişiyi öldürttüğü görüntüleri yayınlandı.Irak ve esasen İran, Tikrit'i IŞİD'den geri almaya çalışıyorlar.Cihad yaptığını söyleyen IŞİD'in yaptığı vahşeti anlatmaya kelimeler yetmiyor.Türkiye Musul'u IŞİD'in elinden alma planına dahil olacağını açıkladı.Yine Sünni dünyanın başı Türkiye, Suriye'de iç savaşın destekçilerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Eğit-donat projesine imza atan ülkemizdeki siyaset, senede 2 bine yakın militana savaşmayı öğreterek, İslam adına hareket ettiğini iddia edenlerin üzerine yollayacak.Müslüman coğrafyada barışın içinde savaşa davetiye çıkarıyoruz.Terörün dini olmaz. Bugün dünya genelinde ve ne yazık ki neredeyse tamamı Ortadoğu'da faaliyet gösteren eli silahlı gruplar İslam'ı teröre bahane etmektedir.Oysa İslam dininin terör mantığında hareket edemeyeceği, Hz. Peygamber döneminden beri altı çizilen bir hakikattir.Hz. Ali Efendimiz, diğer devletlerle ilişkilerin ölçüsünü bakın nasıl çiziyor: "Düşman seni barışa davet ederse bunu reddetme. Çünkü bunda Allah'ın rızası vardır. Zira barış asker için rahatlıktır. Kaygıları giderir, beldenin emniyetini sağlar. Barışta da olsa düşmanından sakın. Düşmanla bir anlaşma yaptığında veya bir söz verdiğinde ahdini gözet. Allah'ın insanlara farz kıldığı şeyler içerisinde insanları farklı görüşlerine ve farklı taleplerine rağmen ahde vefadan daha çok bir araya getiren şey yoktur. Güven verdikten sonra batıl söze uyup da, haktan sapma, Allah adına yaptığın anlaşmayı zorda kalsan da haksız yere bozma. Bu Allah'ın huzurunda sorumlu olmaktan daha hayırlıdır." (İmam Ali, Prof. Dr. Haydar Baş, sayfa 994)Evet, İslam ahlakında batıl söze uyarak, yapılan anlaşmayı bozmak yani güvene ihanet yoktur.Hz. Peygamber, Hayber'in fethi sırasında, "Yarın sancağı öyle birine vereceğim ki, o Allah ve Resulünü sever; Allah ve Resulü de onu sever" buyurdu. Ertesi gün sahabeler erkenden Resulullah'ın yanına geldiler. Her biri sancağın kendisine verilmesini bekliyordu. Nihayet Resulullah sancağı Hz. Ali'ye verdi.Hz. Ali, "Ya Resulullah, bizim gibi oluncaya dek onlarla savaşayım mı?" diye sordu.Hz. Peygamber (sav), "Onların bölgesine ininceye kadar acele etme, sakin ol. Sonra onları İslam'a davet et ve vacip olan ilahi hak ve esasları onlara haber ver. Vallahi senin vasıtanla Allah'ın bir adamı hidayete erdirmesi, senin için kızıl develerden daha hayırlı olur" buyurdu.Kısaca, Allah'ın rızası barıştadır.O halde Türkiye'ye düşen vazife savaşa değil, barışa teşvik etmek ve barışı temin etmektir.
Editörün Seçtikleri