info@profdrhaydarbasenstitusu.org

AB öyle istiyor
16/11/2012 Köşe Yazısı 98
Türkiye’de iç siyasete AB, dış ilişkilere ABD ve İsrail, ekonomi konularına da IMF ve Dünya Bankası’nın yön verdiğini yıllardır ifade ediyoruz.
Bu ülkelerin bahsi geçen sahalardaki etkileri şimdiye kadar reddedilmiş de değildir.
Bunun son örneğini idam cezasının yeniden gelebileceği ile ilgili beyanlarda yaşadık.
Başbakan Rize’deki temasları sırasında idam cezasının tekrar getirilebileceğini ifade etti.
Aynı günlerde İtalya’da bulunan Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na, “İdam cezası hakkındaki yeni beyanlar endişe verici. Bu açıklamalardan sonra Türkiye’nin AB’ye girmek isteyip istemediğini düşünür olduk” şeklinde bir soru yöneltildi.
Davutoğlu, “Başbakan Norveç’te onlarca kişiyi katleden Breivik’i kastetmiştir. Biz AB sürecindeki taahhütlerimize sadığız” şeklinde cevapladı.
Bazı çevrelerce devletin zirvesindeki iki başlılığı gösterdiği iddia edilen bu iki beyan aslında birbirinden farklı maksatla söylenmemiştir.
AKP iktidarı geçen on sene boyunca iç siyasetini tamamen AB’ye endekslemiştir.
Meclis’ten hayati değerde pek çok kanun, sırf AB istiyor gerekçesi ile çıkarılmıştır.
İdam cezasının kaldırılması bunlardan sadece biridir.
Anayasanın 90. maddesinde yapılan ekleme ile AİHM kararları Meclis iradesinin üstünde kabul edilmiştir.
Geçen süreçte, yabancılara toprak satışının önünü açan düzenlemeler hayata geçirilmiştir.
Nüfus cüzdanlarından din hanesi dahi çıkarılmıştır. Zina serbest bırakılmış, domuz eti satışı düzenlenmiştir.
İmar Kanunu’nda yapılan yeni düzenleme ile cami kelimesi ibadethane olarak değiştirilmiştir.
AB tavsiyelerinde ülkemizde 36 etnik grubun varlığının kabulünden bahsedilmektedir.
Bugün federatif yapının önünü açacak Büyükşehir Yasası kabul edilmiştir.
Bunlar ve daha fazlası on yıllık süreçte bu başbakan ve bu kadrolar ile ve AB müktesebatına uyum gerekçesi ile hayata geçirilmiştir.
Şimdi bu zihniyetin AB’ye ters hareket etmesine imkân yoktur.
Yapılan çıkış, terör gündemi ile her gün al bayrağa sarılı tabutları haber bültenlerinde görmekten yorulan halkımıza yöneliktir.
Terörü halletme yönündeki samimiyetin göstergesi, elleriyle ve dışarıya karşı söz vererek yapılan düzenlemelerin değişeceğinin sinyalleri olamaz.
Halkımızın seçim yatırımı olarak değerlendirdiği bu çıkış, bize sadece “AB öyle istiyor” gerekçesi arkasına sığınılarak yapılanları hatırlatmıştır.
Halkımızın bu tip oyunlara gelmemesi için kararlı olması gerekmektedir.