AB dağılma sürecini yaşıyor

Asırlarca büyük bir tek devlet olmaya çalışan Avrupa, son dönemde gerçekleştirdiği Avrupa Birliği’ni elleri ile dağıtmayı düşünüyor.
Hıristiyan inancı etrafında sağlanan Avrupa Birliği, ekonomik krizle beraber siyasi krize de girecek.
İtalya, Yunanistan, ispanya, Portekiz, İrlanda, Romanya ve Macaristan’da derinleşen mali krize karşın Romanya’da ve Yunanistan’da halk sokağa dökülmüş, AB’den ayrılalım diye talep etmişti.
İngiltere ise AB’den ayrılmayı gündem ederek siyasi dağılmanın da olabileceğinin sinyallerini verdi.
Hatırlanacaktır, İngiltere, ortak para birimi euroya da geçme kararı almamıştır. Yani İngiltere, bir İngiliz Avrupalısı olarak kalmak istiyor.
İngiltere Başbakanı David Cameron, partisinin 2015’teki genel seçimi kazanması halinde, ülkesinde AB üyeliğiyle ilgili bir referandum sözü verdi.
“AB’de kalmak ya da ayrılmak istiyor musunuz?” şeklinde hazırlanacak soruya verilecek cevaba göre yola devam edilecek.
Büyük ve tek bir Avrupa devleti manasına gelen AB, ortak bayrak, ortak para birimi, ortak anayasa ve ortak ordu demektir.
Ancak AB’nin yer altı kaynakları bitmiştir, nüfusu yaşlanmıştır ve en önemlisi ortak para birimine geçiş ile geleceğini yok etmiştir.
Euroya geçişlerinin ilk anından itibaren ifade ettiğimiz gibi bu geçiş Birliğin sonunu hazırlamıştır.
O tarihlerde “ AB dağılmaya mahkûmdur, en fazla 15 sene içinde dağılacaktır” dediğimizde bize inanmayanlar, şimdi öngörümüzün haklılığını görmekteler.
Euroya geçişle beraber, ülkeler kazançlarını gerçek rakamları ile gösteremeyecek ve merkezden kendisine verilen destek değişecektir. Ve zamanla üye ülkeler arasında adaletsizlik oluşacaktır ki, bu Birliğin dağılmasına sebeptir.
Bugün Yunanistan örneğinde gördüğümüz hal kaçınılmazdır. Ülkeler senyoraj hakkını kaybettikleri için borçlanmaya gitmekte, bu borçlanma ekonomik olarak da çöküşlerine neden olmaktadır.
İngiltere, bizim yıllar evvel ifade ettiğimiz tabloyu bugün yaşamaktadır ve devletinin devamını sağlayabilmek için ayrılmayı düşünmektedir.
Günümüzde ayrılmayı düşünen devletler yakın geçmişte büyük Avrupa’yı vücuda getirebilmek için bir araya gelmişti.
Ne hazin tecellidir ki, bu devletler AB kapısında bekletilen Türkiye’ye ise her fırsatta parçalanmasının gereğinden bahsetmektedirler.
AB talepleri arasında yer alan “36 etnik grubun varlığı” devamlı surette gündem edilmektedir.
Bu gruplara hak verme adı altında, “36 parçaya ayrılma” talep edilmiştir.
Türkiye’deki siyasi iradenin bir taraf birleşirken, bizden istenilen parçalanın talebinin manasını iyi değerlendirmesi gerekir.
Böl-parçala-yut mantığı, Hıristiyan Avrupa’nın, Müslüman dünyayı görmek istediği manzaradır.
Hıristiyan inancı etrafında sağlanan Avrupa Birliği, ekonomik krizle beraber siyasi krize de girecek.
İtalya, Yunanistan, ispanya, Portekiz, İrlanda, Romanya ve Macaristan’da derinleşen mali krize karşın Romanya’da ve Yunanistan’da halk sokağa dökülmüş, AB’den ayrılalım diye talep etmişti.
İngiltere ise AB’den ayrılmayı gündem ederek siyasi dağılmanın da olabileceğinin sinyallerini verdi.
Hatırlanacaktır, İngiltere, ortak para birimi euroya da geçme kararı almamıştır. Yani İngiltere, bir İngiliz Avrupalısı olarak kalmak istiyor.
İngiltere Başbakanı David Cameron, partisinin 2015’teki genel seçimi kazanması halinde, ülkesinde AB üyeliğiyle ilgili bir referandum sözü verdi.
“AB’de kalmak ya da ayrılmak istiyor musunuz?” şeklinde hazırlanacak soruya verilecek cevaba göre yola devam edilecek.
Büyük ve tek bir Avrupa devleti manasına gelen AB, ortak bayrak, ortak para birimi, ortak anayasa ve ortak ordu demektir.
Ancak AB’nin yer altı kaynakları bitmiştir, nüfusu yaşlanmıştır ve en önemlisi ortak para birimine geçiş ile geleceğini yok etmiştir.
Euroya geçişlerinin ilk anından itibaren ifade ettiğimiz gibi bu geçiş Birliğin sonunu hazırlamıştır.
O tarihlerde “ AB dağılmaya mahkûmdur, en fazla 15 sene içinde dağılacaktır” dediğimizde bize inanmayanlar, şimdi öngörümüzün haklılığını görmekteler.
Euroya geçişle beraber, ülkeler kazançlarını gerçek rakamları ile gösteremeyecek ve merkezden kendisine verilen destek değişecektir. Ve zamanla üye ülkeler arasında adaletsizlik oluşacaktır ki, bu Birliğin dağılmasına sebeptir.
Bugün Yunanistan örneğinde gördüğümüz hal kaçınılmazdır. Ülkeler senyoraj hakkını kaybettikleri için borçlanmaya gitmekte, bu borçlanma ekonomik olarak da çöküşlerine neden olmaktadır.
İngiltere, bizim yıllar evvel ifade ettiğimiz tabloyu bugün yaşamaktadır ve devletinin devamını sağlayabilmek için ayrılmayı düşünmektedir.
Günümüzde ayrılmayı düşünen devletler yakın geçmişte büyük Avrupa’yı vücuda getirebilmek için bir araya gelmişti.
Ne hazin tecellidir ki, bu devletler AB kapısında bekletilen Türkiye’ye ise her fırsatta parçalanmasının gereğinden bahsetmektedirler.
AB talepleri arasında yer alan “36 etnik grubun varlığı” devamlı surette gündem edilmektedir.
Bu gruplara hak verme adı altında, “36 parçaya ayrılma” talep edilmiştir.
Türkiye’deki siyasi iradenin bir taraf birleşirken, bizden istenilen parçalanın talebinin manasını iyi değerlendirmesi gerekir.
Böl-parçala-yut mantığı, Hıristiyan Avrupa’nın, Müslüman dünyayı görmek istediği manzaradır.
Editörün Seçtikleri